Taliban’ın iktidara gelmesinden bir yıl sonra, 13 Ağustosta, Afganistan’ın başkenti Kabil’de kadınlar “nan, kâr, azadi” (ekmek, iş, özgürlük) sloganlarıyla ve “15 Ağustos Kara Gün” dövizleriyle baskıcı iktidara meydan okurcasına yürüyüş yaptılar. Başlarına ne geleceğini bile bile ellerinde taleplerinin yazılı olduğu dövizlerle, sıkılı yumruklarıyla, öfkeli onlarca kadın yürüyüşe geçti ve üzerinden on dakika bile geçmeden Taliban askerlerinin silahlı saldırısına uğradı. Ancak yakın civardaki bazı kişiler ve bazı dükkân sahipleri askerlere yalvararak havaya ateş etmelerini istediler. Kadınların eylemi dağıtılıncaya kadar ateş edildikten sonra, askerler bu defa kadınları, ellerindeki silahlarla, kırbaçlarla dövüp gözaltına almaya başladılar. Yürüyüşü haber yapmak isteyen gazeteciler de dövülüp gözaltına alındı. Eyleme katılan kadınlar, yakındaki bir eczaneye sokularak orada dövülmeye devam edildi. Ellerinden telefonları alınıp kontrol edildi. Kadınları kırbaçlayan askerler bir yandan da “hepiniz öldürülmelisiniz” diyerek onları ölümle tehdit etmeye devam ettiler.
Özellikle kadınlara karşı son derece baskıcı bir rejim sürdüren Taliban iktidarına karşı yapılan bu tür eylemler, kadınların bu rejim altında yaşadıklarının bir kere daha gündeme gelmesi açısından önemlidir. Taliban’ın 15 Ağustos 2021’de iktidara dönmesinden bu yana Afgan kadınları son yirmi yılda kazandıkları haklarının neredeyse hepsini kademeli olarak kaybetti. Taliban rejimi altında kadınların çalışma, eğitim ve tek başına seyahat etme hakları ellerinden alındı. Kızların ortaöğretime devam etmesine izin verilmiyor ve kadınların yanlarında bir erkek refakatçi olmadan bırakın uzun seyahatleri, sokağa çıkması bile neredeyse yasaklandı. Kadın adeta yok sayılıyor, hayatın her alanında görünmez kılınmak isteniyor ve eve hapsediliyor. Kadınların uymak zorunda olduğu tesettür kuralları da bu amaca hizmet ediyor. Taliban iktidarı kadınların erkek doktorlar tarafından tedavi edilmesini sınırlayarak sağlık hizmetlerine erişimini de kısıtladı. Kadınların eğitim alanında yaşadığı sorunlardan dolayı, yakın bir gelecekte kadın doktor kalmadığında kadın sağlığı ciddi bir sorun teşkil edecek. Kadın avukatlar ve hâkimlerin işten kovulduğu Afganistan’da kadınlara Taliban’ın “adaletine” boyun eğmek dayatılıyor. Tüm bunların üstüne bir de ekonomik sıkıntıların aile içi şiddeti de tırmandırdığı bu dönemde kadınlar gerçek anlamda terk edilmiş ve her anlamda çıkmaza sokulmuş durumdadır.
Taliban’ın son bir yılda yaptıkları bunlarla sınırlı değildir. Rejimi eleştiren kadınlar için hayat daha da zorlaştırıldı. Rejime karşı mücadele veren kadınlar Taliban’ın polisi tarafından gözaltına alındı, işkencelere uğradı, tecavüz edildi ve hatta öldürüldü. Bu yüzden suikast ve ölüm tehditleri altındaki birçok mücadeleci kadın polisin eline düşmemek için kaçak hayatı yaşıyor. Tüm bu zorlu koşullara rağmen Afgan kadınları rejim aleyhtarı çalışmalarına devam ediyor, hayatlarını cehenneme çeviren Taliban yönetimine karşı seslerini tüm dünyaya duyurmaya çalışarak korkuya teslim olmuyorlar.
link: İstanbul/Tuzla’dan bir öğretmen, Afgan Kadınlar Taliban Rejimini Protesto Ettiler, 25 Ağustos 2022, https://marksist.net/node/7734
Tayvan Minderinde ABD-Çin Güreşi
Sao Paulo Gemisi ve Ölüm Saçan Kapitalizm