İstanbul Üniversitesi’nde öğrenciler özelleştirilmesine karşı çıktıkları yemekhaneye bol miktarda yemek ve meyve suyu sokmaya çalıştıkları için uyarı cezası alıyorlar. İstanbul Üniversitesi yemekhanesinde polisler, öğretim üyelerinden ucuza yemek yiyor.
Polisin neredeyse her zaman üniversiteye girme izni var. İstanbul Üniversitesi öğrencilerininse girişte üstleri aranıyor; kimlik göstermeyi veya üstlerini aratmayı reddeden öğrenciler uzaklaştırma cezası alıyor.
İstanbul Üniversitesi öğrencilerine kültürel çalışma, düşünme, tartışma yapma hakkı tanınmıyor. Özel Güvenlik’in öğrenci toplantılarına müdahale etme izni var.
İstanbul Üniversitesi’nde “Özel Güvenlik’e hakaret”in cezası “yüksek öğrenimden atılma”. Özel Güvenlikse, Öğrenci Kültür Merkezi yönetimi ve Dekanlıkça onaylanmış Edebiyat ve Felsefe Kulübü Tanışma Toplantısı duyurusu afişini asmak isteyen öğrenciye “Kaltak!” diyor, onu okula sokmamakla tehdit ediyor.
İstanbul Üniversitesi üniversite olmaktan çıkarılıp keyfi bir ıslahevine mi dönüştürülüyor? Durum bu değilse, öğrencilerin karşısında bu denli tavizsiz olan okul yönetimi, neden Özel Güvenlik güçlerine ve polise bu denli ayrıcalık ve pervasızca davranabilme hakkı tanıyor? Yönetimden beklentimiz, afiş yasağını ve düşünme ve üretme önündeki tüm engelleri kaldırması, izinli ve onaylı toplantı afişi asan arkadaşımıza hakaret edip tehdit eden güvenlik görevlisini en kısa zamanda görevden almasıdır.
link: İstanbul Üniversitesinden bir öğrenci, İstanbul Üniversitesi özel güvenlik ve polisin değil, İstanbul Üniversitesi öğrencileri ve öğretim görevlilerinindir!, 11 Kasım 2006, https://marksist.net/node/984
İnsanlığı özgürleştirme tutkusudur öykümüzü gerçek kılan
Marksizm İçin Atan Bir Kalp Durdu!