Marksist Tutum Sitesi bundan tam bir yıl önce mücadele hayatımıza girdi. Yazılarınız sınıf belleğimizi tazeledi, yeni bir dünyanın mümkün olduğunu bilincimize kazıdı. İşçi sınıfının kurtuluşunun yerel ya da ulusal değil ancak uluslararası düzeyde örgütlenip mücadele ederek başarılabileceğini vurguladınız. Marksizmin temelini oluşturan fikirleri sınıfın belleğinden silmeye çalışan küçük burjuva devrimciliğine inat, bizlere taşıdınız. Marksizm sınıf mücadelemizde yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir. İşçi sınıfının öldüğünü ya da yok olduğunu iddia edenler yanılıyorlar. Sınıfımızın düşmanı burjuva ideologlar kalemleri ile bir çırpıda mücadelemizi yok edeceklerini mi sanıyorlar? Sınıfımızın mücadele tarihi, bu burjuva kalemşorların fikirlerinin zavallılığını defalarca göstermiştir
Marksist Tutum mücadelemize ışık tutuyor. Devrimci işçiler sahiplendikleri ölçüde sınıf mücadelemiz yükselecektir. Sınıfımız öldü diyenlere inat, çoğalacağız; fenerimizin ışığıyla egemenlerin yarattığı karanlığı dağıtacağız. İşçilerin mücadelesi, Marksizm ışığında ayakları üzerine dikilecek, mücadelemiz zafere kadar sürecektir.
Bundan sonraki yayın hayatınızda bizlere ışık, mücadele arzusu, yani Marksist fikirleri taşıyacağınız inancıyla başarılar diliyorum.
Kartal’dan Marksist Tutum okuru bir metal işçisi
Bir heyula dolaşıyor dünyamızda,
Zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi olmayan.
Marksizm ile donanmış işçiler dolaşıyor dünyada,
Yeni bir dünya yaratacak sınıf dolaşıyor.
Sitenizin kuruluşundan bu yana yazılarınızı düzenli takip etmekteyim. Hem teorik hem de güncel konular üzerine, işçi sınıfının önünü açacak o kadar yazı çıktı ki...
Sınıf bilinçli bir işçi olarak Marksizmin öldüğünü söyleyen o koca kafalılara en güzel yanıtın, Marksist Tutum sitesinde verildiğine inanıyorum. Yayın hayatınıza başlamanızın birinci yıldönümünde sizleri kutluyorum. Marksist Tutum okuru bir işçi olarak, sitedeki yazıları dört gözle bekliyorum.
Marksist Tutum okuru bir işçi
“HAVA DÖNDÜ, İŞÇİDEN ESİYOR YEL!”
Yıllardır uykusundan uyanmasını beklediğimiz işçilerin dünyanın birçok ülkesinde ufak ufak kıpırdanmaya başladığının haberlerini aldık. Dünyanın dört bir yanından sınıf mücadelesinin durumuna ilişkin haber ve yorumlar; mücadele tarihini anlatan yazılar sitenizden bilincimize akıyor; tarihsel hafıza yeniden canlanıyor. Bu topraklardaki egemenler, işçileri kendi çıkarlarına ve hatta aralarındaki çatışmalara alet etmeye çalışıyorlar. İşçi sınıfı üzerinde oynanan oyunları, işçi sınıfının kendi gerçekliğini ve bağımsız sınıf çıkarlarını ortaya koyan Marksist Tutum sitesinin varlığı; sınıf mücadelemizin geleceğine güvenle bakmamızı sağlıyor.
Bu yıl 1 Mayıs’ı kapitalist sistemin içine düştüğü ekonomik kriz koşullarında karşılıyoruz. Dünyanın her yanında umut verici gelişmeler yaşanıyor. Mücadelemize yol gösterecek perspektiflerin ortaya konması giderek daha da acilleşiyor. İşte tam da bu noktada, tarih bilincimizin gelişmesi, hafızanın yeniden canlandırılması için bu siteyi kurarak attığınız adımın, bu topraklarda sınıf mücadelesinin gelişmesine büyük katkılar sunacağına inanıyorum. Geçen bir yıl içerisinde yayınlanan yazılarla;
· Sosyalizme inancımızın artmasına
· Yeniden kendi gücümüzü görebilmemize
· Kendimize ve sınıfımıza güvenmemize
vesile oldunuz. Dünyayı Marksizmin Işığında algılamanın sorumluluğunu taşıyoruz. Marksist Tutum sitesinin, mücadeleye açılan aydınlık ve inanç dolu penceremiz olmaya devam edeceğine inanıyorum. Sitenin 1. yıldönümünü ve 117. yılında sınıf kardeşlerimin 1 Mayıs’ını coşkuyla selamlıyorum.
Marksist Tutum okuru bir kamu emekçisi
Sitenin kuruluşunun 1. yıldönümünü devrimci coşkuyla selamlıyorum. Sınıf mücadelemizi ilerletebilmek için ideolojik ve teorik netlik zemininin oluşturulmasına ihtiyaç duyulmaktaydı. Geçmişin yıkıntıları temizlenmeli, tarihsel deneyimler olarak işçi sınıfının teorik cephaneliğine katılmalıydı. İşte 1 yıl içerisinde sitenizin bu zorlu teorik-politik görevi üstlenen içerikteki yazıları önümüzü açtı. Üstelik AB, Afganistan, Irak, Kıbrıs, kapitalizmin derinleşen krizi gibi pek çok güncel soruna, tarihsel süreçlerini de kapsayan nitelikli yazılarla yanıt verdiniz. Marksizm bayrağının yeniden yükseltilebilmesi yolunda geçen bir yıllık yayın hayatınız, mücadelemizin geleceğine güvenle bakmamızı sağladı. Bolşevizm geleneğimiz; geleneğimiz geleceğimizdir.
Sınıf mücadelesi, dünya proletaryasının zaferine kadar sürecek ve sonunda kazanan biz olacağız.
Bir Marksist Tutum okuru
Yıl 1990. Bürokratik diktatörlükler ve arkasından onların hegemon gücü SSCB çöküyor. Milyarlarca insanın ve elbette ki devrimcilerin hayali yıkılıyor; devrimci bilinç dumura uğruyor. Çünkü fay hatları kırılmış ve derin çatlakların oluşturduğu kırıklar yer üstündeki, o güne kadar sarsılmaz görünen yapıları yerle yeksan etmişti. Devasa enkazlar meydana geldi ve dünya devrimci hareketi (Stalinistinden Troçkistine) bu enkazın altında kaldı. Marksist ideolojik mevziler “yitirildi”. Aslında bu ideolojik mevziler Ekim devriminin içeriden bir karşı-devrimle son bulmasıyla yitirilmişti ve resmi KP’ler Stalinizmle yani resmi komünizmle bunu saklıyorlardı. İşte 1990'da çöken bu resmi komünizmdi. Ama ne yazık ki devrimci Marksistler uluslararası devrimci bir gelenek oluşturamadıkları için çöken, Marksizm olarak algılandı; kitlelerin bilincinde Marksist mevziler yitirildi.
Burjuvazinin liberal ideologları zafer çığlıkları atıyorlardı. Liberalleşme, gevşeyip çözülme, örgütsel ilişkilerden kaçma ve burjuva düzenin kanallarında boğulmalar alabildiğine derinleşti. Moral bozukluğu ve yılgınlık yüzlerce militanın depolitize olmasını beraberinde getirdi. Dünün koca koca partilerinin koca koca liderleri birden bire liberalizmi, globalizmi, işçi sınıfının öldüğünü ve sınıf mücadelesinin bittiğini keşfettiler. Devrimciliği bırakıp, devrimcilere küfretmeye başladılar.
İşte böylesi gerici ortamlarda akıntıya karşı kürek çekmek en büyük devrimci görev ve tutulması gereken en önemli halkadır. Çünkü ancak bu, ideolojik mevzilerde direnmeyi ve yeniden teorik-politik üretimi getirebilir.
Sınıf mücadelesinin zorlu yollarından geçmiş olan Marksist Tutum sitesini kuranlar, deneyim ve birikimlerini inatla ideolojik mevzilerde direnmek, Marksizmi Stalinizmden ayıklamak, yeniden ayakları üzerine dikmeye vakfetmişlerdir.
İdeolojik-teorik netlik üzerinde yükselen Marksist bilinç, Marksist Tutum'da cisimleşmiştir. Uluslararası düzeyde bir örgütlenmeyi önüne koyan Marksist Tutum, burjuva ideologlarının saldırıları, milyarlarca insanın hayalinin çökmesi ve devrimci mevzilerin yitirilmesinin getirdiği karanlık dönemi parçalayan bir dalgadır.
Sitenizin teorik ve politik birikimi gerek bu topraklar için gerekse dünya ölçeğindeki devrimci hareketler için eşsiz bir Marksist başvuru kaynağıdır.
Önümüzdeki süreçte sınıf mücadelesinin yükseleceğini var sayıyoruz. Böylesi bir ortamda, 1 Mayısta, Marksist Tutum'un bir yaşını doldurması ve bir sene öncesi başlangıcını onlarca kez aşıp, geride bırakması bir zaferdir.
Çok şeyler yazmak isterim ama ne zaman var ve ne de yazmak istediklerimi bu kısa yazıda tam olarak ifade edebilirim. Ama ben biliyorum ki ne demek istediğim anlaşıldı.
Size teşekkür ediyoruz ve enternasyonal mücadelemizde başarılar diliyoruz. Marksizmin bayrağı bizim elimizde daha fazla yukarıya yükselecektir; daha fazla...
Selamlar
İstanbul’dan bir Marksist Tutum okuru
Merhaba arkadaşlar,
Kapitalizmin her yerde olduğu gibi internet teknolojisini de halkı uyuşturmak için kullandığı günlerde Marksist Tutum olarak internette deyim yerindeyse güneş gibi doğdunuz.
Bir yıldır göstermiş olduğunuz yoğun performans için sizi tebrik eder yayın hayatınızda başarılar dilerim.
bagdatonline.com editörü
PROLETER DEVRİMLERLE DOLU YILLAR TEMENNİSİYLE
Sınıf mücadelesinde bir yılı geride bırakan Marksist Tutum bugün bizlere örgütlü mücadelenin önemini kavramamızda yardım ettiği ve teorik bilgilendirmenin yanısıra uygulama konusunda da bizleri yalnız bırakmadığı için teşekkür ederim. Sitedeki güncel bilgiler Marksizmin stabil olmadığını hepimize bir kez daha gösterdi.
Teşekkürler
Bir Marksist Tutum okuru
Kapitalizmin kendi kültürünü ve mülkiyet ilişkilerini geliştirmek için kullandığı iletişim sistemleri işçi sınıfının bilincini bulandırıp, yozlaştırmaktadır. Bu sistemi tersine çeviren işçi sınıfının ideolojik, ekonomik ve politik mücadelesinde; enternasyonalist iletişimi, dayanışmayı sağlayan marksist.com sitesine sonraki yayın mücadelelerinde başarılar diliyorum.
Yaşasın Enternasyonal Mücadelemiz!
Devrimci Teori Olmadan Devrimci Pratik Olmaz!
Bir Marksist Tutum okuru
19. yüzyılın ortalarında işçi sınıfının kurtuluş manifestosunu divit ve hokka ile yazdı Marks ve Engels. Onlar dünya işçilerine bırakacakları en büyük hazineyi, devrimci enternasyonalist sınıf bilincini bıraktılar.
20. yüzyılın başlarında işçi sınıfının büyük önderi Lenin tüm Rusya'ya devrimci propaganda yapacak Iskra gazetesini bir baskı makinasıyla yayınladı. Iskra yani Kıvılcım, işçilerin sınıf bilincini yaymış, devrimci kavgasını örgütlemiş ve iktidar mücadelesinin yolunu açmıştı. Kıvılcım Rusya’da çıkmış, bütün dünyaya alev alev yayılmıştı.
21. yüzyılın başlarını yaşadığımız bu yıllarda emperyalist-kapitalist barbarlık en gerici karanlığıyla dünya işçilerini boğmaktadır. Biz işçilerin ortak bilinci, başta Marks, Engels, Lenin, Troçki olmak üzere birçok devrimci önderlerin teorik ve pratik mücadele deneyimlerinden çok uzak. Oysaki onların teorik ve pratik deneyimleri biz işçilere hava ve su kadar elzemdir, hayatidir. Çünkü; bir yeryüzü cenneti yaratmamıza engel olan kapitalizm yaşamaya devam ediyor. Kapitalizm yaşadıkça biz işçiler sömürülmeye devam edeceğiz. Kapitalizm yaşadıkça biz işçiler dünyayı hiç gezemeyecek, tanımayacak ev ile iş arasında çürüyeceğiz. Kapitalizm yaşadıkça biz her renkten, her dilden işçiler bir birimizi tanımadan yok olacağız. Kapitalizm yaşadıkça biz işçiler dünyanın nice güzelliklerini tanımadan, yaşama veda edeceğiz. Kapitalizm yaşadıkça biz işçiler iş kazalarında öleceğiz, sakat kalacağız, sürekli hastalanacağız. Kapitalizm yaşadıkça evde çocuğumuzu sevecek zaman bulamayacağız. Kapitalizm yaşadıkça iş bulamadan intihar edeceğiz. Kapitalizm yaşadıkça sermaye sınıfının kârı için savaşlarda nice işçi kardeşimiz vurulacak. Kapitalizm yaşadıkça bir avuç kapitalist daha çok zevki sefa içinde yaşayacak, biz milyonlarca işçiyse bir gün dahi mutlu olmadan, hiç yaşamamış gibi yok olacağız.
21. yüzyılın emperyalist-kapitalist barbarlığına karşı; enternasyonalizmin adresi, devrimci Marksist mücadele geleneğinin adresi, uluslararası işçi sınıfının mücadele bayrağının adresi haline gelecek Marksist Tutum sitesinden aldığımız bilinçle, dünya işçilerinin kurtuluş kavgasında nice nice kıvılcımlar çakacağımızın umuduyla, mücadele hayatında başarılar diliyorum.
Enternasyonalle Kurtulur İnsanlık!
Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!
Marksist Tutum’u Oku, Okut!
Marmara Üniversitesinden bir Marksist Tutum okuru.
"Devrimci teori olmadan devrimci pratik olmaz" sözü, yaşadığımız topraklarda teorinin ne kadar küçümsendiğini hatırladığımızda önemini koruyor. Güncel olayların devrimci Marksist bir şekilde değerlendirilmesinden ve Stalinizm tarafından tahrip edilmiş Marksist teorinin tekrar gün ışığına çıkmasına katkılarınızdan dolayı teşekkür ederim. Nice mutlu yıllara demeyeceğim, umarım burada yazdıklarınız bir gün okul sıralarında yeni nesillere aktarılsın. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Devrimci Marksist bir öğrenci.
Merhaba,
Sitenizi 2 aydır takip ediyorum. Evimde internet olmadığı için sürekli takip edemiyorum, açıkçası şimdiye kadar sadece 2 kez siteye girme fırsatım oldu. Eğer ileride evimde bir bilgisayarım ve internet bağlantım olursa sık sık ziyaret etmeyi düşünüyorum.
Sitedeki yazılarınız ve olaylara bakışınız, yorumlarınız bence çok doğru bir tutum içeriyor. Çalışmalarınızın devamını bekliyorum.
Marksist Tutum okuru bir öğrenci
MÜCADELE İLE GEÇEN NİCE 1 YILLARA!
Marksist Tutum 1 Mayıs’ın arifesinde 1 yaşında. Bunu duyunca aslında önce biraz garip oldum, ne çabuk bir yıl oldu diye düşündüm, çünkü bir yıl bir gün gibi geçmişti. Diğer yandan ise sadece bir yıl mı oldu diye düşündüm, bir yıla bu kadar yazı, bu kadar düşünce nasıl sığdı?
Yayın hayatına atılmasından kısa bir süre sonra tanıştığım Marksist Tutum, tanışmamdan kısa bir süre sonra benim için de nice insanlar gibi bir alışkanlık haline geldi. Site her güncellendiğinde büyük bir mutluluk duyuyorum. Mutluluk duyuyorum çünkü gerek burjuva ideologlar gerekse de Stalinizmin tahrif ettiği gerçek Marksist düşüncenin kaslarını esneterek yavaş yavaş ayağa kalktığını görüyorum. Arkamızda bıraktığımız devrimci teoriden ve dolayısıyla devrimci pratikten yoksun yıllar bizler için elbette çok büyük kayıp. Ama bugün devrimci teorinin ayağa kalması, özellikle emperyalist saldırganlığın arttığı bugünlerde, bizler için çok değerli bir durumdur. Yeni paylaşım savaşının tohumlarının atıldığı bugünler, her ne kadar şu anda ortalık durulmuş görünse de, bizler için çok büyük anlamlar taşımalı. Savaşların olduğu dönemlerin aynı zamanda devrimci patlamalara gebe dönemler olduğunu gözden kaçırmamamız gerekir.
Dünyayı sadece yorumlamak değil de onu değiştirmek istiyorsak sarılmamız gereken biricik düşünce Marksizmdir ve bu düşünceyi de Marksist Tutum fazlasıyla sergilemektedir. Elbette her şey yeni başlıyor ve bundan dolayı birçok eksik olabilir, ama hiçbir şeyin durmayıp aktığı bir dünyada Marksist Tutum sitesinin de durmayacağını ve her zaman daha ileri gideceğini biliyorum. Sitenin sıklıkla güncellenmesi, güncel olaylar dışında geçmiş ile de ilgilenmesi ve böylece geçmişe ışık tutması bunu gösteriyor.
Sonuç olarak bugün, Marksist Tutum sayesinde, geçmişten çok daha sağlam temeller üzerinde yükselen bir Marksist anlayış bulunmakta. Bu yüzden sadece kendimiz okumakla kalmayıp, çevremizde ilgisi olan herkese önermemiz gerektiğini düşünüyorum.Tek bayrak ve tek yürekle, sınıf mücadelesinin coşkusunu, militan ruhunu, bilincini ve örgütlülüğünü yansıtan mitingler organize ederek sosyalizm için verdiğimiz mücadeleyi sürdürelim. Önümüzde duran 1 Mayıs’ta varolan gücümüzü alanlara taşıyalım ve dosta düşmana işçi sınıfının ne olduğunu gösterelim. Devrimci eylemin ne kadar çok şey öğrettiğini hatırlayarak götürebildiğimiz herkesi 1 Mayıs’a götürelim ve sınıf dayanışmasını alanlara taşıyalım.
Yaşasın sınıf mücadelesi !
Yaşasın proletaryanın enternasyonal mücadelesi!
Ya sosyalizm, ya barbarlık!
Bütün ülkelerin işçileri birleşiniz!
Bir Marksist Tutum okuru
Bütün ülkelerin işçileri birleşin! Yaşasın 1 Mayıs!
Tarih 1 Mayıs 2002. Marksist Tutum sitesi yayına başladı. Tarih 1 Mayıs 2003 ve site yüzlerce okura sahip. Kurulduğu günden bu yana büyük bir hızla gelişen site, sınıf mücadelesinde tuttuğu yeri her geçen gün daha da sağlamlaştırıyor ve adından daha çok söz ettiriyor.
Sitenin bugünlere kadar çizdiği performans oldukça etkileyici. Emekçilerinin sorumluluklarını gereğince yerine getirmeleri başarının en önemli sebebi. Tüm yazılar uzun çalışmaların ürünü olmalı, aksi halde bu kadar tutarlı bir çizgi oluşturulamazdı.
Yazarlar bilimin ışığından sonuna dek faydalanarak mevcut ve geçmiş hataları cesurca eleştirebiliyorlar. Doğrusu sitenin adına yaraşır bir tutum izliyorlar.
Ben siteyi takip ettiğimden bu yana pek çok çalışmayı gözden geçirebildim. Yazılar işçi sınıfının gerçek gündemini belirlemede olsun burjuvazinin gündemlerini analiz etmede olsun görüşlerimizi netleştiriyor. Ben eleştirel yaklaştıkça daha da netleştim. Bu yazılar ancak eleştirel bir bakışla tam olarak kavranabilir. Nedeni de yönteminin o olması.
Tüm Marksist Tutum emekçilerine çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Bu site aslında tüm işçi sınıfının sitesi ve mücadelemizin önemli araçlarından birisi. Tüm Marksistler ve işçi sınıfı olarak sitemizi güçlendirmeli, daha çok çalışma ve materyalle onu zenginleştirmeliyiz.
Yaşasın sınıf mücadelemiz!
Yaşasın Marksist Tutum!
Sakarya'dan Marksist Tutum okuru bir öğrenci
MARKSİST TUTUM’UN BİRİNCİ YILI VE 1 MAYIS
Yeni bir dünyada yaşamıyoruz. Yaşadığımız dünyada kapitalizmin doğuşundan bu yana aynı saldırganlıklar, aynı vahşet, aynı sınıf savaşı sürüyor. Bununla birlikte niceliksel olarak değişimler her zaman olduğu gibi bugün de varlığını sürdürüyor. Bugün artık 1960-70 arasındaki gibi kapitalizmin patlama döneminde değil, tersine çöküş döneminde yaşıyoruz. Her şey daha keskin. Sınıf savaşı bugün geçmişte olduğundan çok daha ileriye gidebilecek boyutta. Şöyle bir dönüp baktığımızda 1990’ların başı ile birlikte dünyada ne kadar çok değişimin olduğunu görebiliriz. Amerika’nın Irak’a saldırısı (1991), Sovyetler Birliği ve Doğu Bloğu ülkelerinin çöküşü, Somali’deki çatışmalar, Balkanlar’daki çatışmalar, Venezüella’da darbe girişimleri, Arjantin’de devrimci yükseliş, Brezilya’da iktidara eski bir sendikacının (Lula) gelişi, Amerika’da İkiz Kulelerin vuruluşu, Amerika’nın Afganistan’a ve ardından Irak’a bir kez daha saldırması ve daha niceleri. Dünya dünya oldu olalı savaşsız ve durgun sayılabilecek çok az dönem geçirmiştir, zaten varolan tarih sınıf savaşımları tarihi olduğuna göre tersi de beklenemezdi. Ama 1. Emperyalist Savaş ve 2. Emperyalist Savaş dönemlerinin başlangıç ve devam süreci dışında bu kadar yoğun sayılabilecek bir döneme de çok fazla rastlanmamıştır. Bu durum bize yeni emperyalist paylaşım savaşının habercisi gibi geliyor. Kutuplar henüz tam olarak, net çizgileriyle belirmedi, ama sislerin ardından sezilen çok şey var.
Böyle bir ortamda dünyayı algılamak, patlama dönemlerinde (ya da burjuvazi tarafından daima propagandası yapılan “refah” dönemlerinde) dünyayı algılamaktan daha zordur, hele doğru anlayıp doğru davranabilmek çok daha zordur. Bu dünyayı doğru algılayarak değiştirmek için tutacağımız yol kuşkusuz Marksizmdir. 1917 Sosyalist Ekim Devrimi ile birlikte dünyanın toptan değişimi için bir yol açılmıştır. Ardından gelebilecek olan Avrupa Devrimi belki de bugün bu koşullarda değil de gerçekten insan gibi yaşamamızı sağlayacaktı. Ama 1928’de bürokratik karşı devrim sürecinin tamamlanması ve hele 1936’da bürokrasinin iktidarını tamamen pekiştirerek Marksizmi tahrif etmesi sonucunda ortaya çıkan Marksizm-Leninizm adı altındaki teori bırakın dünyayı tahlil etmeyi, Sovyetler Birliği’nde ne olup ne bittiğini bile tahlil etmek için yeterli olmadı. Zaten istenen de aslında buydu, varolan ile yetinip iktidarın sağlamlaştırılması. Bizler ise geçmiş kuşaklarımızdan bir açıdan daha şanslıyken bir başka açıdan şanssızız. Şanssızız, çünkü her ne kadar revizyonist de olsa 1900’lü yılların başında II. Enternasyonal gibi bir örgüt vardı. Şanslıyız, çünkü bugün ayağa kalkan, sadece Avrupa’da değil dünyanın dört bir yanında dolanan bir heyula var ve bu heyulanın teorisi Marksist Tutum’da cisimleşmiş durumda. Bilim ve iletişimin yaygınlaştığı, internet sayesinde insanların dünyanın her tarafından haberdar olabildiği günümüzde Marksizme ve bu bağlamda işçi sınıfına sahip çıkan bir sitenin bulunması işçi sınıfı açısından, yani bizler açısında büyük bir şanstır. Sadece güncel sorunların Marksist analizini yapmakla yetinmeyip, geçmişte yapılan hataların incelenmesi ile birlikte teoride yapılan saptırmaların düzeltilmesi yoluna gidilmiştir. Bir yıllık süreçte alınan yol gerçekten de küçümsenemeyecek kadar fazladır. Sürekli olarak güncellenmesi gündemden uzaklaşmamasını sağlarken, diğer yandan yabancı kaynaklardan yapılan çeviriler de dünyaya sınırlı çevremizden değil, geniş bir perspektif altında bakabilmemizi sağlıyor. Zaten bir enternasyonalist olabilmek için de bu gerekli değil midir? Türkiye de dünya devriminin bir parçası olduğuna göre kendimizi elbette dünyadaki olaylardan, inişler ve çıkışlardan uzak tutamayız, tutmamalıyız. Geçmişte insanlar Marksizmi arkalarına aldılar, ama arkalarına aldıktan sonra artık bu Marksizme sırtını dönmek anlamına geldi ve Marksizmden saparak onlarca parçaya bölündüler. Bu ise devrimci teoriden yoksun bırakılan kitleleri küçük-burjuva sosyalistlerin peşine takmış ve bu kitleler yapılan yanlışlar ile yıldırılmıştır. Küçük-burjuva sosyalizminin nefesi tükenmiştir, artık işçi sınıfının devrimci teorisi kitlelere yol gösterecektir. Devrimci teori olmadan devrimci pratik olamaz ve ben bu devrimci teoriyi yaşama döndüren Marksist Tutum’un birinci yılını kutluyorum.
Bu kadar şeyin bir yıla nasıl olup da sığdığına hayret ediyorum. Zaman hızla geçiyor, bu zamanı iyi değerlendirmemiz gerekiyor, geçmişte değerlendiremediğimiz olgun nesnel koşullar bugün hızla karşımıza çıkıyor. Bu koşullardan faydalanabilecek olan bizleriz. Eğer bu koşulları değerlendiremezsek bizler de bizlerden önce olan insanların konuma düşeceğiz. Bugün için önümüzde duran ilk hedef 1 Mayıs’tır. 1 Mayıs’ta alanları doldurmalıyız. Alanları doldururken 1 Mayısların işçi sınıfı için anlamını kafamıza kazımalıyız. 1 Mayıs işçi sınıfının birlik, direniş ve mücadele günüdür. 1886’dan bu yana böyleydi, bugün de böyle olacak! Bir Mayıs’ı kazanabilmek için yaptığımız mücadelede sayısız şehitler verdik. 1 Mayıs 1886'da Chicago'da öldürülen işçiler de, 1 Mayıs 1977'de İstanbul Taksim "1 Mayıs Alanında" öldürülen işçiler de, 1 Mayıs 1996 da İstanbul Kadıköy’de provokasyon sonucunda çıkan olaylar sonrası öldürülen işçiler de aynı düşmanın, burjuvazinin öldürdüğü, sınıf düşmanımızın öldürdüğü ortak şehitlerimizdiler. Bu mücadele Amerika’da, Almanya’da, Çin’de ve dünyanın her yerinde yaşanıyor. Dünyadaki bütün işçilerin düşmanı ortak, burjuvazi. Bizleri modern çağın ücretli köleleri olarak çalıştığımız makinelere bu makinelerin birer parçasıymış gibi bağlayan, çalıştığımız bürolara bir masa-sandalyeymiş gibi hapseden burjuvaziye karşı, tüm sömürüye karşı, bütün emperyalist saldırganlığa karşı nasırlı ellerimizin vurduğu, vuracağı gün olarak 1 Mayıs’a gidelim. Eşimizi, çocuğumuzu, arkadaşımızı, bütün sınıf kardeşlerimizi alarak alana gidelim ve burjuvaziye işçi sınıfının ne olduğunu, birleştiği zaman neler yapabileceğini, üretenin aynı zamanda yönetebileceğini gösterelim. Bugün kapitalizm 1929 krizinden bu yana yaşadığı en büyük krizi yaşıyor. Krizsiz bir kapitalizm düşünülemez, bu geçmişte de böyleydi bugün de. Bu kriz bizim krizimiz değil, bunun sorumlusu da biz değiliz. Her krizin faturasının bizlere çıkartıldığını unutmayalım. Bu krizin faturasını da bizden çıkartmak isteyecekler. Buna karşı yanıtımızı alanlarda verelim. Alanda tutunacağımız tavırla, işçi disiplini içinde davranarak sesimizi yükseltelim.
Yaşasın 1 Mayıs!
Yaşasın Türk, Kürt ve Dünya Halklarının Kardeşliği!
Yaşasın İşçi Sınıfının Enternasyonalist Mücadelesi! Bütün Ülkelerin İşçileri Birleşiniz!
Ne Avrupa Birliği, Ne Asya, Ne de Amerika. Yaşasın İşçilerin Dünya Sosyalist Federasyonu!
Ya Sosyalizm, Ya Barbarlık! Yaşasın Sosyalizm!
Eğitim-Sen’den Marksist Tutum okuru bir işçi
1 yıl önce yayın hayatına başlayan Marksist Tutum, geçen bir yıllık sürede yıllarla ölçülemeyen bir boşluğu doldurarak işçi sınıfının belleğini güncel ve tarihsel yazılarıyla tazeliyor. Sınıf mücadelesinin önemli tarihlerinden biri olan 1 Mayıs'ı kendine kalkış noktası olarak belirleyen Marksist Tutum, sınıfın bilinç sorununa vermiş olduğu değeri de açıkça ortaya koyuyor. Marksist Tutum, kendine biçtiği misyona uygun bir tavırla yoluna devam ediyor. İşçilerin en önemli sorunlarından biri olan bilinç unsurunu gereği gibi kavrayıp, bu konunun üzerinde titizlikle duran ve bugün dünyadaki bütün gelişmelere ve kapitalist sistemin açmazlarına net bir açıklama getiren Marksist Tutum, tutarlı bir şekilde tarihsel görevlerini yerine getiriyor. Marksist Tutum'a çalışmalarında başarılar dilerim. Marksist Tutum'u hazırlayan ve takip eden bütün dostlara Marksist selamlar.
Yaşasın 1 mayıs!
Yaşasın sınıf mücadelesi!
Yaşasın işçilerin uluslararası mücadele birliği!
Marksist Tutum okuru bir petrokimya işçisi
İşçi sınıfına, sınıf olduğunu ve işçi sınıfının tarihi olduğunu unutturan, kafalarımızı burjuva ideolojisiyle yoğuran kapitalistler, ortadadır ki sınıfımızın deneyimlerini öğrenmemizi ve sınıf bilinçli işçiler olmamızı istemiyor.
Kapitalizmi devirecek tek güç işçi sınıfının enternasyonalist mücadelesidir. Mücadelede bir yılını dolduran siteniz bizim için kapitalist düzende sosyalizme açılan bir pencere.
İnsanlığa savaş, sömürü, açlık, işsizlik, ölüm getiren bu iğrenç sistemi sonlandıracak güç, dünya işçi sınıfıdır. Uykudan uyanan dünya işçi sınıfının mücadele haberleri, mücadelemize güç katıyor.
İşçi sınıfının enternasyonalist mücadelesinde, bu önemli ve anlamlı görevi üstlenen sitenize başarılar diler, emekleriniz için teşekkürlerimi belirtirim.
Bir işçi okurunuz….
Marksist Tutum'un birinci yılını tamamlamış olması tüm sosyalistler için önemlidir. Burjuvazi tüm dünyada işçi sınıfına saldırıyor. İşçi sınıfının tarihte kanlarıyla kazandığı hakları geri almaya çalışıyor. Bu saldırılar ülkemizde sahneye konulduğu kadar bütün dünyada da kendini gösteriyor. Bunun en güzel örneği ülkemizde "mezarda emeklilik yasası" diye bilinen ve asıl olarak işçileri ölene kadar çalıştırmayı, onlara emeklilik haklarını kullandırmamayı hedefleyen yasadır. Bu yasa komşumuz Yunanistan haricinde tüm dünyada uygulamaya konulmuştur. Yunan işçi sınıfı mücadele ederek bu yasayı geri çektirebilmiştir.
Burjuvazi bir dünya sınıfıdır. Doğal olarak onun karşısındaki işçi sınıfı da öyle. Yaşadığımız dönem, Marksizmin bu temel gerçeğinin unutulduğu ve unutturulduğu bir dönemdir. Stalinizm, dünya sosyalist hareketine Marksizmi unutturmuş ve kendi çıkarlarını kendi ideolojisini belletmiştir. İşte bu ortamda, Marksist Tutum, unutturulan hatta tahrif edilen Marksizmi sosyalist harekete tekrar kazandırma misyonunun ağırlıklı yükünü taşıyor. Marksist Tutum, dünya burjuvazini ve onun ülkemizdeki uzantısı Türk burjuvazini teşhir ediyor, onların saldırıları karşısında hem teorik hem pratik alınması gereken tedbirleri Marksizmin prizmasından yansıtıyor. Bu işlevi ile, mücadelede karşılaştığımız tüm sorunlarda başvurduğumuz, acaba bu konuda Marksist Tutum ne diyor diye baktığımız Marksizmin doğrularını gösteren bir pusuladır. Marksizmin bu pusulası internette bir seneyi doldurdu. Daha nice senelere! Biliyorum ve inanıyorum ki bu pusula sadece internette değil Marksizmin gündemde olduğu her alanda kendini hissettiriyor ve hissettirecek.
Yaşasın işçi sınıfının Enternasyonalist mücadelesi!
Yaşasın sınıf mücadelemiz!
Eğitim-Sen'den bir Marksist Tutum okuru
MARKSİZMİN IŞIĞINDA NİCE YILLARA
Sınıf mücadelesinin tarihine ve bugünkü düzeyine ilişkin olarak bilinçlerimizde var olan bulanıklığı aşmak ve bu yola adanmış hayatlara bilimsel bir yöntem sunmak için yayın hayatına başlamış olan marksist.com'un doldurduğu birinci yaşını devrimci coşku ve heyecanla selamlıyoruz. Marx ve yoldaşlarının da öngördüğü bilimsel-teknolojik gelişmeleri işçi sınıfı mücadelesinde böylesine etkin biçimde kullanan ve bizim için önemli bir ideolojik zemin döşeyen marksist.com'u hazırlayan yoldaşlara devrimci duygularla selam olsun.
Bu site sayesinde tüm dünyada bizimle aynı mücadeleye girmiş olan sınıf kardeşlerimize ulaşma, onların deneyimlerinden haberdar olma, onlara kendimizi tanıtma şansımız da artmıştır. Artık kapitalizmin bile ulus-devlet sınırlarına sığmadığı, küreselleşme çığlıkları atarak tüm dünyada azgınca saldırdığı emperyalizm çağında biz devrimci Marksistlere düşen görev de aynı biçimde enternasyonalist temelde örgütlenip Marx'ın deyimiyle tüm dünyada gezen o büyük hayaleti gerçeğe dönüştürmek ve işçi sınıfının o dev yumruğunu kapitalistlerin kafasına indirmektir.
Yaşasın Enternasyonalist Devrimci Mücadelemiz!
Ya Sosyalizm Ya Barbarlık!
Gazi Üniversitesinden Marksist Tutum okuru öğrenciler
Öncelikle marksist.com sitesini kurmuş olan devrimci Marksist yoldaşları en içten, en samimi duygularımla selamlıyorum.
İçinde bulunduğumuz 21.yüzyılda işçi sınıfının muazzam baskılar sonucu yorgunluğunu, bilinç geriliğini ortadan kaldırmaya soyunan yoldaşlara bu zorlu görevi üstlendikleri için teşekkür ediyorum. Marksist bilimin ideolojik ve teorik temellerini yeniden ortaya koymaya ve güçlendirmeye çalışan, bugünkü politik sorunlara işçi sınıfının bağımsız sınıfsal penceresinden nasıl bakılması gerektiğini gösteren, tarihsel deneyimleri ve sınıf hareketinin tarihini bilincimize kazımaya özel bir önem veren, sorgulayıcı, bilimsel ve enternasyonalist bir perspektifi edindirmeyi hedefleyen devrimci Marksist yoldaşların kurmuş olduğu Marksist Tutum'un birinci yaşgününü kutlarım.
Komünistlerin ve işçi sınıfının ufkunu açan bilimsel Marksist çalışmaların devamını dilerim.
Gebze'den Marksist Tutum okuru işsiz bir işçi
İşçi ve emekçi kitleler, tüm dünyada kapitalizmin saldırılarına karşı tepkilerini, milyonların katıldığı mitinglerle, protestolarla ve yürüyüşlerle dile getiriyor. Mücadelenin yükseldiği bu dönemeçte, Marksist Tutum sitesi, işçi sınıfına ve gençliğe devrimci Marksizm ışığında bir perspektif sunmakta ve sınıf mücadelesinde nasıl bir tutum içinde olmak gerektiği hakkında işçi sınıfına yol göstermektedir. Kurtuluşun sadece proletaryanın bilinçli, militan öncü kesiminin örgütlülüğünden geçtiğini önemle vurgulamaktadır. Ayrıca Marksist Tutum sitesi işçi sınıfı mücadelesine ışık tutan, yol gösterici bir pusula durumuna gelmiştir.
Marksist Tutum sitesine işçi sınıfına ve gençliğe sunduğu katkılarından dolayı teşekkür ederim. Yolunda durmaksızın devam etmesini temenni ediyorum.
Mücadele Bayrağını Hep Beraber Yükseltelim!
Enternasyonalle Kurtulur İnsanlık!
Yaşasın Uluslararası Devrimci Marksist Mücadelemiz!
İstanbul Üniversitesinden Marksist Tutum okuru bir öğrenci
Dünyadaki krizden çıkış koşullarını en kârlı şekilde yaratmaya çalışan emperyalistlerin krizleri ve paylaşım savaşları, bizim hissemize her zamankinden daha beter koşullar getiriyor. Ücretlerimiz gittikçe düşüyor, her gün binlercemiz işten atılıyoruz, açlığa ve sefalete yuvarlanıyoruz. Ve kurtuluşun yollarını aramak için mücadeleye başlıyoruz. Sınıf mücadelesi yine yükseliyor. Kapitalizmin krizinden kendine açlığın ve sefaletin pay düştüğü işçi sınıfı, yine zincirlerinden başka koparacak bir şeyi olmadığını görüyor! Evet işçi sınıfı dünyayı yaratan bir devdir, ama bu devin gözleri onun bağımsız sınıf siyasetini güden örgütlü mücadelesinde ona önderlik edecek enternasyonal örgütüdür. Bu yoksa, dev her defasında ayağa kalkar, onu engelleyen güçlerle savaşır ama kapitalizmi ortadan kaldıramaz ve tekrar uyanmak üzere uykuya dalar.
Bizlere düşen görev bu devin neferleri olarak, dev uyanmadan, yani sınıf mücadelesi yükselmeden önce, onu doğru hedefe götürecek, kapitalizmi yerle bir edecek yıkıma uğratmasını sağlayacak gözleri kazandırmaktır. Bunun için bizim de iyi gören gözlere ihtiyacımız var. Yani sadece mücadele içinde bilinçsizce koşturup enerjisini tüketen değil, hem mücadele içinde yer alan hem öğrenen ve hem de öğreten işçiler olmalıyız. İşçi sınıfının sınıf perspektifini doğru kavramalı ve ona uygun mücadele etmeliyiz. Marksist Tutum sitesinin, derdi öğrenmek, öğretmek ve mücadelede doğru yerde olmak isteyenlere çok iyi bir kaynak olduğuna inanıyorum. Mücadele anlamında dolu dolu geçen bir yıllık süreci anlamamıza yardımcı olmuştur ve olmaya devam etmesini diliyorum!
Eğitim Sen'den bir Marksist Tutum okuru
Gençleri en çok sayısız kitap, dergi ve siteler korkutuyor, çünkü bu çeşitlilik sol için bir kaynak çesitliliği değil bir kafa karışıklığını ifade ediyor. 80'lerin yılgınlığı, tarihsel hafıza kaybının yaşandığı bu günlerde doğruyu bulmak ayırt etmek sorumluluğuyla karşı karşıyayız. Bence Marksist Tutum böylesi bir zorunluluğun sorumluluğuyla bize kaynak oluşturdu. Kendi bireysel yaşamlarının içine gömülmek istemeyen, yaşananları bir kader olarak görmeyip, olanı biteni sadece yorumlamakla kalmayan ve devrimciliğin bir gençlik coşkusu değil örgütlü bir mücadeleyle mümkün olduğunu ve en önemlisi işçi sınıfının deneyimlerinden ders çıkarmamız gerektiğini öğreten Marksist Tutum bilimsel bir yöntem ve ideolojik bir netlikle bize çok şey öğretti.
Marksist tutumu 1. yılında kutluyorum, çalışmalarında başarılar diliyorum.
Marksist Tutum'dan öğrenelim öğretelim!
Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Mücadelesi!
Eğitim Sen'den Marksist Tutum okuru bir işçi
MARKSİST TUTUM BİR YAŞINDA YOLUMUZU AYDINLATIYOR
marksist.com sitesiyle tanışmadan önceki fikirlerim, anti-Marksist bir anlayış olduğunu anladığım Stalinizm idi. Marx'ın tarif ettiği komünizmin alt aşaması olan sosyalizmi, devletli ve tek ülkenin sınırları içerisinde gerçekleşecek bir toplum olarak görüyordum. Proletarya diktatörlüğünün de sosyalizmle aynı şey olduğuna inanıyordum. Enternasyonalizm, yaşadığımız nesnellikte olamayacak bir şey olarak gözüküyordu bana. Dünya devrimi de zaten Troçkist bir fikir değil miydi? Komünist Manifesto'yu okumama rağmen, "Bu memleket bizim, Yaşasın sosyalist Türkiye" diyebiliyordum. Tüm bunlar, Stalinist politikanın insanların kafasına yerleştirdiği ve içinden çıkmanın pek kolay olmadığı anti-Marksist "ulusal sosyalizm" fikrinden kaynaklanıyordu. Teorinin o kadar önemli olmadığını düşünüyordum, çünkü bizlere nasıl olsa pratik içinde öğrenirsin anlayışı içselleştirilmeye çalışılmıştı. Teori senin fikirlerine uymuyorsa, sen teoriyi kendi fikirlerine göre uyduruver!
Yaklaşık yedi aydır, marksist.com sistesini takip ediyorum. Geçmişteki fikirlerimin anti-Marksist olduğunu, bu sitede yayınlanan yazılar sayesinde kavrayabildim. Bu sayede, işçi sınıfının kurtuluşunun ne yerel ne de ulusal olduğunu, onun kurtuluşunun uluslararası bir mücadeleden geçtiğini, işçi devriminin bir dünya devrimi olduğunu, bunun da Leninist bir Enternasyonal olmaksızın mümkün olamayacağını, komünizmin ve onun alt aşaması olan sosyalizmin devletsiz ve sınıfsız bir toplum olduğunu öğrenebildim.
Marksist Tutum sitesiyle bizlere ulaşmış olan fikirlerin bugün henüz mütevazı düzeyde de olsa sınıf hareketi içinde yankılanması bizlere bu fikirlerin gerçek anlam ve değerini bir kez daha gösteriyor. Marksist teoriyi kavrayabilmek için onu ilk elden okumak, incelemek gerekiyor. Çünkü neyin doğru neyin yanlış olduğunu ancak bu şekilde anlayabiliriz. Bize bu sorgulayıcı ve araştırmacı bilinci veren de, yine Marksist Tutum'dur. Sizlerden istediğim tek şey, enternasyonalist komünist eğilimin güçlenmesi için yaptığınız katkıyı sürdürmenizdir.
Devrimci Teori Olmadan, Devrimci Hareket Olamaz!
Kapitalizm var oldukça sömürü de varolacak. Amacımız sınıfsız, özgür bir insanlık ise çözümü ortada; sosyalizm. Bir asker nasıl savaş için kuşanırsa biz de sosyalizmi getirme yolunda doğru ve eksiksiz olarak Marksist teori ile kuşanmalıyız. İşte burası sitenin önemini kavramamız açısından çok önemli.
Kapitalizmin karanlık ve batak dolu yolundan sosyalizme geçebilmek için fener gibi yolumuzu aydınlattınız. Geçtiğimiz her yerde aydınlığınızı bıraktık. Ve bu kör olanların dahi gözünü kamaştıran, heyecanlandıran hatta onları içine çeken bir aydınlıktı.
Mücadelemiz öncü kaynaklarınızla gelişerek ilerleyecektir.
Dudullu'dan bir metal işçisi.
Hepinize merhaba,
Öncelikle bizlere böylesine güzel bir web sitesi hazırladığınız için hepinize teşekkür etmek istiyorum. Ama bana kalırsa www.marksist.com sadece bir web sitesi olarak değerlendirilemez. Türkiye sol hareketini uzun bir süredir takip eden ve içinde yer alan birisi olarak diyebilirim ki, bu sitenin çıkışı aslında gizli bir milattır.
Çünkü Troçki'nin de dediği gibi "Günümüz benzeri gerici dönemler, işçi sınıfını öncüsünden yalıtıp dağıtmakla ve zayıflatmakla kalmaz, aynı zamanda politik düşünceyi çoktandır aşmış olduğu evrelerin gerisine savurarak, hareketin genel ideolojik düzeyinin düşmesine neden olur" ve uluslararası sol hareket uzunca bir süredir böylesi bir dönem içinden geçmekteydi. İşte marksist.com sitesinin kuruluşu, bu genel gerileme seline kapılmayıp akıntıya karşı gidecek birilerinin varolduğunu ve dahası kimi "budala"lara sekterlik gibi görünse de ideolojik mücadelenin önemini bilen ve bunu hakkını vererek yapan birilerinin varolduğunu ortaya çıkartması bakımından bir milattı.
Aradan geçen bir yıllık zaman gösteriyor ki, Marksist Tutum Türkiye sol hareketinde pek yaygın bir şekilde görülen türden geçici bir çıkış değildir. Amatörlüğün bulaşıcı bir hastalığın virüsü gibi hızla yayıldığı, Marksizmin görüşlerinin demode sayıldığı ve ideolojik mücadelenin "pratik mücadele" adına küçümsendiği ve neredeyse tüm hareketi etkisi altına aldığı bir dönemde sizler yazılarınızla bizlere ışık tuttunuz, yol gösterdiniz.
Yazılarınızda ısrarla, bugün için tutulması gereken "ana halka"nın enternasyonalizm perspektifiyle donanmış ideolojik mücadele olduğunu, işçi sınıfı hareketinin bu gerilemesinin başlıca faillerinden olan Stalinizm belasıyla veya burjuvazinin işçi sınıfı içinde yaymaya çalıştığı milliyetçilik mikrobuyla başka türlü baş edilemeyeceğini vurguladınız. Ama ideolojik mücadeleyi politik mücadeleden ayıran ve onu birkaç "yarım akıllı" küçük-burjuva entellektüelin yapacağı bir şey sanan kimi sözde "solcular", bu düşüncelere inanmadıkları gibi sonunda kendileri de "sol" liberalizmin kuyruğuna yedeklenmekten kurtulamadılar. Olsun, varsın onlar böyle düşünsünler, bu tür "solcu"lara en güzel cevabı tam yüzyıl önce Lenin vermiştir; "Ve şimdi aramızdan bazıları bağırmaya başlıyor: Gelin bataklığa gidelim! Kendilerini utandırdığımızda ise şöyle yanıt veriyorlar: Ne geri insanlarsınız! Sizi daha iyi bir yola çağırma hakkımızı reddetmekten utanmıyor musunuz! Evet, baylar, sadece çağırmakta değil, istediğiniz yere, hatta bataklığa bile gitmekte özgürsünüz; hatta biz, sizin gerçek yerinizin tam da bataklık olduğunu düşünüyoruz, ve eğer siz orya yerleşmek istiyorsanız, size bütün gücümüzle yardım etmeye hazırız. Yeter ki elimizi bırakın, bize sarılmayın ve yüce özgürlük sözcüğünü kirletmeyin, çünkü biz de istediğimiz yere gitmekte `özgür`üz, sadece bataklığa karşı değil, bataklığa yönelenlere karşı da mücadele etmekte özgürüz!"
Sizler sürekli olarak enternasyonalizm halkasını tutmak gerektiğini vurguladınız. İşçi sınıfı öldü bitti diyenlere karşı sınıfın hafızası oldunuz ve onlara ölüp bitenlerin aslında kendileri olduğunu hatırlattınız. Ama en önemlisi uzun süren bu yenilgi döneminin ardından işçi sınıfının tekrar tarih sahnesine çıkacağını, hatta bunun ilk kıpırdanışlarının başladığını söylediniz. Emperyalist-kapitalist sistemin içine girdiği kriz ve savaş ortamında tek görülmesi gerekenin umutsuzluk olmadığını, emperyalizmin krizlerinin ve savaşlarının aynı zamanda devrimci fırsatlar yarattığını, dolayısıyla bugünün görevinin ileride gelecek dalgayla birlikte devasa sıçrayışı yapabilmek için önceden hazırlanmak olduğuna işaret ettiniz.
O halde bizler de devrime ve işçi sınıfına inançlı Marksist Tutum okuyucuları olarak açtığınız bu yolda ilerlemeliyiz. Marksist Tutumun ne olduğunu dosta düşmana göstermeliyiz. Sitenin propagandasını olabildiğince geniş çevrelerde yapmalı ve onu sadece devrimci veya sol çevrelere değil sendikal alanlara da, her türlü işçi çevrelerine de tanıtmalıyız. Siteyi sadece takip etmekle kalmayıp gelişmesine de katkıda bulunmalıyız. Okumaktan, tartışmaktan ve yazmaktan korkmayalım! Unutmayalım bilgi paylaştıkça çoğalır.
Marksizmin ışığını yaymak ve işçi sınıfının öncülerine ulaştırmak komünistlerin en temel görevidir. Hedefimiz işçi sınıfının uluslararası siyasal önderliğini ve birliğini inşa etmek olmalıdır. Bize bunları öğrettiği ve yolumuzu Marksizmin ışığıyla aydınlattığı için tüm Marksist Tutum yazarlarına ve emeği geçen herkese kucak dolusu sevgiler!
DEVRİMCİ MARKSİZMİN BAYRAĞINI DAHA DA YÜKSELTELİM!
YAŞASIN İŞÇİ SINIFININ KOMÜNİST ENTERNASYONALİ!
YAŞASIN SOSYALİZM!
link: okurlarımızdan, Marksist Tutum'a Okurlarından Gelen 1.Yılını Kutlama Mesajları, 2 Mayıs 2003, https://marksist.net/node/7845
Devrimci Tutsaklardan Marksist Tutum’a 1 Mayıs Kutlaması