Doğru. Haklısın. Boşa koysan dolmayan Doluya koysan almayan bu hayattan kurtulmalısın Fakat nasıl? Nasıl kurtulacaksın? Bizler, Bir ipin ucuna dizilmiş boncuklara benzeriz. Bir el Tutup çeker Bir uçtan diğer uca bizi. Bir el, Alıp avucuna sıkar; Ta ki suyumuz çıkıncaya kadar. Bir el Sıkıştırıp Baş parmağıyla işaret parmağının arasına Savurur ha savurur Ta ki şaftımız kayıncaya kadar Bir el mesela; Sen kimsin? O kim? diye düşünmeden Ayırmadan yani birimizi diğerimizden Dizer Fabrikada makinelerin arasına bizi Çalıştırır sabah akşam Çalıştırır gece gündüz Çalıştırır Anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan gelinceye Ta ki canımız çıkıncaya kadar Bir el, Yarım kalmış uykularımız Kirpiklerimizin arasından akarken Sabahın dördünde kaldırır yataklarımızdan. Tutuşturur kazmayı Tutuşturur küreği, çapayı elimize Kaz Allah kaz Vur Allah vur Ta ki Güneşin altında yanıp kavruluncaya kadar Bir el Bütün hayallerimizi söndürür. İyi olan Umutlu olan ne varsa içimizde, öldürür. Bir el İmanımızı gevretir, Bir el anamızı ağlatır. Hangisinden kurtulacaksın tek başına? Hangisinden? Hangisine gücün yeter tek başına? Hangisine? Evet... Biliyorum. Kurtulmak istiyorsun. Haklısın. Kurtulmalısın. Fakat anlamalısın; Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber ya hiçbirimiz!
7 Eylül 2021
link: Ziya Egeli, Kurtuluş Yok Tek Başına!, 7 Eylül 2021, https://marksist.net/node/7448
... önceki yazı
İşçi Olimpiyatları, Spartakiadlar ve Gösterdikleri
İşçi Olimpiyatları, Spartakiadlar ve Gösterdikleri
sonraki yazı ...
İki Resimdeki Sınıf Farkı
İki Resimdeki Sınıf Farkı