Bitmeyecek evrensel kavga
Kanat çırpıyor havada özgürlük
Yoksulların sonsuz çığlıkları
Bizi kavgaya çağırıyor
Şavkıyor yoğun karanlıkta tan
Uzakta, kanlı ufukta
Yeni bir dünya var doğrulan!
Selam olsun halkın uyanışına
Selam olsun ölürken, geleceğin
O kocaman, o büyük
Kapısını açanlara
(Louise Michel)
Bonaparte rejimi altında bile yüreklerini karartmayıp mücadeleyi sürdüren ve sonunda mücadelelerini Paris Komünü ile taçlandıran Komünarların kararlılığının, inancının, umudunun ve cesaretinin unutulmaması bugünlerde bir kat daha önem kazanıyor. Çünkü günümüzde de emperyalist kapitalist sistem tarihsel bunalımını atlatabilmek için çareyi otoriter ve totaliter yönetim biçimlerinde, savaşlarda arıyor. Dünyadaki genel tablo Bonaparte Fransa’sının gericilik yıllarını andırıyor. Elif Çağlı’nın, Gericilik Döneminde Devrimci Bilincin Önemi yazısında altını çizdiği gibi,
Uzun söze gerek yok, işçi sınıfının mücadele tarihi gericilik dönemlerinde devrimci mücadeleyi sürdürmenin ne denli zor olduğunu elbet ortaya koyuyor. Fakat bu tarih aynı zamanda, mücadelenin ergeç yeniden yükseleceğini ve bir gün mutlaka karanlıkların yırtılacağını da kanıtlıyor. Sınıf devrimcisi, asıl gericilik dönemlerinde, Bonapartist, faşist burjuva rejimlerin olağanüstü baskı dönemlerinde yüreğini karartmayıp devrimci inanç ve bilinçle donanandır. Bunu başarmak için de insanın tarihteki devrimci örneklerden feyz alarak kendini içsel bir dönüşüme uğratması, inancını ve bilincini olgunlaştırıp pekiştirmesi gerekiyor. Çok iyi biliyoruz ki, bu soylu mücadele bayrağını bugünden yarına taşıyacak olanlar, devrimci inancı ve bilinci bıkmadan usanmadan daha çok sayıda işçiye ulaştırma yolunda emek verenler olacaktır. Yıllar önce yine karanlık bir döneme, 12 Eylül faşizmi günlerine not düşerken dediğimiz gibi: Zor günler zor sınavlara çeker insanı. Çekilen tüm acılara karşın, devrimci bayrağı yarınlara taşıyabilmek için tarihsel iyimserliği her daim yeşertmek gerekir.
İşçi Sınıfının Enternasyonal Marşı
Paris Komünün dünya işçi sınıfına en güzel armağanlarından biri de Enternasyonal marşıdır. Sözleri, 1871 Haziranında, önde gelen Komünarlardan Eugene Pottier tarafından yazılan ve 1888’de Belçikalı komünist Pierre de Geyter tarafından bestelenen Enternasyonal, sınıfsız, sömürüsüz, sınırsız bir dünya özlemini haykıran ölümsüz bir marştır.
Eugene Pottier hayatı boyunca işçilik yapmış bir komünistti. 1848 devriminde barikatlarda savaşan Pottier, Paris Komününde de mücadelenin en ön saflarında yer almıştır. İşte Enternasyonal, Komünün enternasyonalizmini yansıtarak tam da bu kavganın bağrında doğmuş ve tüm dünyada işçi sınıfının patronlara, beylere, ağalara, sultanlara karşı savaşımının ve toplumsal kurtuluş hedefinin simgesi olmuştur. Hep birlikte söyleyelim marşımızı:
Şan Olsun Paris Komününe ve Onun Yiğit Savaşçılarına!
Yaşasın İşçi Sınıfının Sosyalist Devrim Mücadelesi!
link: Marksist Tutum, Yaşasın İşçi Sınıfının Sosyalist Devrim Mücadelesi!, 20 Mart 2021, https://marksist.net/node/7324