1 Mayıs işçi sınıfının birlik, beraberlik, dayanışma ve mücadele günüdür. 1886’dan bu yana tam 134 yıl geçti. Her 1 Mayıs günü yüreklerimiz dünya işçileriyle birlikte çarpar. Alanlara çıkarak 1 Mayıs geleneğine sahip çıkarız. Patronların yüreklerine korku salan bu büyük gün bizzat işçi sınıfının patronlar sınıfına karşı mücadele edip kazandığı bir gündür. 1800’lü yıllarda Amerika’da işçi sınıfının çalışma koşulları alabildiğine ağır olmasına rağmen işçiler her gün 16 saat çalışıyorlardı. İşçiler insanlık dışı koşullarda çalışmaya mahkûm edilmiş, patronların azgınca sömürüsü işçileri canından bezdirmişti. İşçi sınıfı bu koşullara karşı örgütlenmeye ve daha kısa işgünü için mücadele bayrağını yükseltmeye başlamıştı. Evlerine gidip dinlenemeyen, çocuklarının yüzlerini göremeyen işçilerin mücadele sloganları artık duyuluyordu. “Sekiz saat çalışma, sekiz saat uyku, sekiz saat canımız ne isterse.” İşçiler bu anlamlı sloganlarını alanlarda haykırmaya devam ettiler. Chicago’da 80 bin işçi greve gitmiş, ülke genelinde 350 bin işçi yürümüştü. Hayat adeta durmuştu. Patronlar ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Ellerinden gelen her türlü baskıyı yapsalar da, saldırıyı arttırsalar da bir kere ok yaydan çıkmıştı.
Amerikalı işçiler bunca zaman çektikleri açlığın, yoksulluğun pençesinden kurtulmak için ayağa kalkmıştı. İşçiler kararlı, bilinçli ve örgütlüydüler. İlerde işçi sınıfına önemli bir miras olarak kalacak hakları için canla başla mücadele ettiler. Bu süreçte Amerikan burjuvazisi kirli planların ve oyunların peşindeydi. İşçi sınıfına önderlik edenleri tutuklatıyor, çeşitli dalaverelerle suçlu ilan ediyor, yargıçlara rüşvet veriyordu. Dört işçi önderini bu yalanlarla idam ettirdiler. İdama giden işçi önderlerinden August Spies şunları söylemişti: “Eğer bizi asarak, tahakküm altında yaşayan, sefalet içinde çalışan ve kurtuluşu bekleyen milyonların bu hareketini, işçi hareketini ezebileceğinizi umuyorsanız, eğer düşünceniz buysa, o zaman durmayın asın bizi! Burada bir kıvılcımı ezeceksiniz, ama şurada, burada veya orada, arkanızda ve önünüzde her yerde alevler yükselecek. Bu gizli bir ateştir. Bunu asla söndüremeyeceksiniz, asla!” Patronlar sınıfı işçilerin mücadele ateşini hiçbir zaman söndüremeyecek. Tarih boyunca işçi sınıfı patronlar sınıfına karşı her daim mücadelesini sürdürmüştür ve sürdürüyor.
Bugün kapitalistler yarattıkları ekonomik krizlerle, savaşla, yalan fırtınalarıyla dünyayı karanlığa boğsa da her daim umut vardır, var olacak. Karanlıklar işçi sınıfının örgütlü mücadelesiyle dağılacaktır. İşçi önderlerinin yarattığı kıvılcımı bugün bizler taşıyoruz. Geçmişin işçi kuşakları gelecek kuşaklar için suyun önünü açmışlardır. Bu onurlu mücadele kapitalizmi tarihin çöplüğüne atana kadar sürecek. Bizler Türkiyeli bilinçli işçiler olarak 1 Mayıs karanfillerine sahip çıkıyoruz. Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın Sosyalizm!
link: Beylikdüzü’nden bir kadın işçi, 1 Mayıs Karanfillerine Sahip Çıkıyoruz, 1 Mayıs 2020, https://marksist.net/node/6913
Tek Çare Örgütlenmektir!
Bu Ateşi Asla Söndüremezsiniz!