Bağıramadı bir kadın. Sustu tüm sokaklar gecenin karanlığında. Ağladı sadece, bağıramadı, sustu… Nerden bilecekti yaşayacaklarını Kim bilebilirdi gecenin bu kadar sessiz, karanlık, zalim olacağını. Tanımadığı kişilerin bedenini gasp edeceğini bilemedi Oracıkta büzüldü canlı bedeni Sonrası mı, belli Hâkim karar kıldı Sonuç tahliye Yeter dedi bir kadın, yeter. Dayak yedi, ardından bıçaklandı, ölmedi Mahkeme kararı çıkması yetmedi cani kocaya Yetmedi, hastaneden çıktığında da öldüresiye dayak yedi Bir karanfil düştü yere, öldü kadın Gene sustu tüm sokaklar kimse sesini çıkarmadı Oracıkta gömdüler toprağa Dava kapandı Bir kadın akşam yolda tedirgin yürüdü Kadın takip edildiğini sandı. Korktu, çok korktu belli etmedi. Korkudan tir tir titriyordu Telefonuna sarıldı, şarjı bitmiş telefonuna… sessizlikle yenmeye çalıştı kabalığı cansız anahtarlığıyla oynadı, canlıların çirkinliğine karşı ondan güven aldı. Hızlandı adımları bu kirli pusu dağıtmak için Hızlandı kalbinin atımları bir kuş olup uçmak için nefes alamadı bir an, nefes almak neyi değiştirebilir ki? Ama korkulan olmadı, arkadaki hızlı adımlarla öne geçti Üzerinden koca bir yük kalktı Rahatladı kadın, bir sonraki yürüyüşüne kadar. Bir kadın ağlıyor sokak başında Bir kadın, sokakta ıssız Gözlerinin altı ellerine tutuşturulması gereken menekşe moru Sebebi kapı çarpmasıymış, sorgulanmadan inanılacak bir yalan ne de olsa! Ağladı birden, ağladı gözlerinin kederli bakışından belliydi olacaklar. Atılmış sokağa Yara izleri kederinden fazla Polis geldi, Aldı, yarım saat sonra serbest bırakacakları caniyi Sonuç mu, değişmedi: O kadın intihar etti… Bir kadın sabahın erkeninde işe gitmek için servis bekliyor Telaşlı, çocuklarını okula göndermiş aceleyle koşarak gelmiş belli servise bindi kadın ilerliyor servis tekstil fabrikasına doğru Başladı işe, biraz farklıydı bu sabah Nefes almakta güçlük çekiyordu Gözlerinin altı morarmış ama dayaktan değil yorgunluktan Yorgundu, bedeninin yıpranmışlığı kadar Akşamına eve gittiğinde ev işi yaptı Kocasından azar işitti Gecesine durumu fenalaştı hastaneye kaldırdılar Lakin haberi yoktu duyacağı kötü haberden Ciğerlerinin iyi olmadığını söyledi doktor Kadın sustu; gözünde bir damla yaş çocuklarına baktı Tedavi başladı fakat devlet ilacı karşılamadı Sonuç mu? Gene aynı, bir kadın daha öldü. Bir kadın cezaevinde Herkes onu suçladı, suçu tecavüzcüsünü öldürmekti Kimse neden öldürdüğünü sormadı içinde yanan ateşi, kalbindeki o ağır darbeyi kimse sormadı Çok geçmeden hâkim karar kıldı müebbet hapis Ağladı kadın, hep ağladı. Bir çocuk tanıdım geçenlerde üstünde okul forması, aklında hayalleri evinde görücüleri cezvesinde pişiremediği kahvesi dilinde sonuçsuz yalvarmaları gecesinde yaş dolu gözleri Kaçmaya yeltendi de buldular köşe başında evlendirdiler sonra Sustu çocuk, bir şey demedi... Bir kadın gördüm tezgâh başında Elleri kömür karası, lakin yüzü sabah güneşi Konuştuk biraz hayata sıkıca sarılmış. Mücadele ateşini yakıyor şimdilerde umudu geleceğe taşıyor ve biliyor ki Anadolu ve Mezopotamya’nın ezilen kadınları Elbet bir gün, güneş doğacak karanlıkların ardından mücadele hep vardır. var olacak.
26 Mayıs 2018
link: Mersin Üniversitesinden bir kadın öğrenci, Anadolu ve Mezopotamya’nın Ezilen Kadınları, 26 Mayıs 2018, https://marksist.net/node/6373
... önceki yazı
“Dolar Artıyorsa Bize Ne” mi?
“Dolar Artıyorsa Bize Ne” mi?
sonraki yazı ...
ABD’nin İran Hamleleri, Lübnan’da ve Irak’ta Seçimler
ABD’nin İran Hamleleri, Lübnan’da ve Irak’ta Seçimler