Doğudan doğmuyor güneş Güneş Doğu’da doğmuyor… Orada bir can ağacının dalları kırılıyor. Minicik çocukların gülümsemeleri soluyor Dillerine hasret anaların ağlayamayan bebeleri, Daha analarının karnında kurşunla tanışıyor. Dolu dolu kurşunlar yağıyor Sağanak sağanak… Gökyüzü maviden uzak, kurşunî. Zemheri soğukluğunda bebelerin bedenleri, O minicik bedenleri toprak ana kabul eder mi şimdi? 80 yaşında amcam seriliyor yola boylu boyunca Üniformalı adamlar bakmıyor gözünün yaşına Kadın erkek demeden Çoluk çocuk demeden Yağdırıyorlar kahpe kurşunları. Hiçe sayılıyor kaderlerini tayin hakkı… Ülkenin doğusunda zulüm, kapı kapı dolaşıyor… Söylesene! Buralarda suskunlukla bezenirken, dalda çiçek açar mı? Açmaz bebeciğim, dallar kırılır. Güneşe hasret baharım solar, Ve solar dağlarımın eteğinde gülüşlerim…
7 Ocak 2016
link: Ankara’dan MT okuru genç bir işçi, Güneşe Hasret, 7 Ocak 2016, https://marksist.net/node/4795
... önceki yazı
Asgari Ücret Tartışmaları ve Burjuvazinin İkiyüzlülüğü
Asgari Ücret Tartışmaları ve Burjuvazinin İkiyüzlülüğü
sonraki yazı ...
Otoriterleşmenin Paramiliter Görünümleri
Otoriterleşmenin Paramiliter Görünümleri