Geçtiğimiz günlerde meydana gelen iki olay insanı bir ikilemle karşı karşıya bırakıyor ve seçim yapmaya zorluyor. Her iki olay da on binlerce işçinin çalıştığı İMES’te meydana geldi. 10 Haziran Perşembe günü DES sitesinde, Acar Havai Fişek Deposunda bir patlama oldu. Sabah saatlerinde meydana gelen patlamada 6 işçi kardeşimiz hayatını kaybetti. İşyeri, işçiler için hiçbir güvenliği sahip değildi. Ruhsatsız faaliyetine devam ediyordu.
Onlarca fabrika, işçiler için sömürü ve ölüm yatağı anlamına geliyor. Maden ocakları, tersaneler ve sanayi havzalarında gün geçmiyor ki bir cinayet haberi gelmesin. Fabrikalarda iş kazalarında, meslek hastalıklarında ve patlamalarda ölen nihayetinde bizler oluyoruz.
İMES’te 50 bine yakın işçi onlarca fabrikada çalışıyor. İMES’te az sayıda işyerinde sendika var. Çoğu fabrikada işçiler asgari ücret almakta, aşırı mesailere kalmakta, sendikasız ve sigortasız çalışmaktadır. Fabrikatörler işçilerin birliğini engellemek ve daha fazla kâr için esnek çalışmayı, taşeronlaştırmayı dayatıyorlar.
Oysa İMES’te bu kötü gidişe dur diyen işçiler de vardı. Caca Cola’nın Anadolu yakasındaki Genel Müdürlüğünde çalışan işçiler 19 Mayıstan bu yana direnişteler. Coca Cola’nın dağıtım işini yapan Trakya Nakliyat’ta çalışan 55 kadar işçi temel bir hakkı kullandıkları için “performans düşüklüğü” bahanesiyle işten atıldılar. İşçiler DİSK’e bağlı Nakliyat-İş sendikasında örgütlendiler. Yetki ve işe geri dönüş için başvuruda bulunan işçiler kazanana kadar direneceklerini haykırıyorlar.
Krizden bu yana patronlar takımı işçi sınıfının kazanımlarına artan bir saldırı dalgası başlatmışlardı. Yeni iş yasası, sendika yasası ve sosyal hak gasplarıyla, bozulan ekonomilerini, düşen kârlarını işçi sınıfının haklarına saldırarak telefi etmeye çalıştılar. Bu dönem boyunca sendikalı işyeri sayısı hızla düşmüş, kitlesel işten atılmalar hızlanmış ve toplu sözleşmelerde işçiler neredeyse sıfır zam almışlardı.
Biz işçilerin kapitalist düzende iki seçeneği var; ya patronlar için iş kazalarında, meslek hastalıklarında, savaşlarda ölmek ya da sömürüsüz bir dünyada, emeğimizle yaşamak için Devrimci Marksist sınıf bilinciyle donanıp, mücadele etmek.
İMES’te, Türkiye’de ya da dünyanın her neresinde olursa olsun yaşamın çarkını çeviren işçi sınıfıdır. İşçi sınıfı kapitalizmi yıkıp kendi iktidarını kurmadıkça kurtuluşu imkânsıdır.
KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA, YA HEP BERABER YA HİÇ BİRİMİZ!
DÜNYANIN BÜTÜN İŞÇİLERİ BİRLEŞİN!
ENTERNASYONALLE KURTULUR İNSANLIK!
link: İMES’ten bir MT okuru, Ya mücadele, ya ölüm, 25 Haziran 2005, https://marksist.net/node/423
Uyan İşçi Kardeşim
Sivas’ta Yakılanlar Anıldı