Liseyi yeni bitirdim. Şimdi de üniversiteye tekrar hazırlanıyorum. Gittiğim dershane hani şu öğrencilere hissettirmeden yavaş yavaş din aşılayanlardan. Giderken tabii ki biliyordum ama eğitiminin çok iyi olduğuna inandırmışlardı.
Bu dershanedeki bir öğretmen (üniversite mezunu biri), kalem okutmaktan, dua günlerinden bahsediyor. Sınavı böyle kazanacakmışız güya. Kazanamazsak da bunu “demek ki böyle olması gerekiyormuş, hayırlısı buymuş” diye düşünerek kapatmalıymışız. Bizimkiler de napsın, vakıf üniversitesine gitmeye kalksan para yok, ötekine gitsen yine para yok, kazanamadın mı dershaneye tekrar gidecek para yok! En kolayı da, napalım kader, BÖYLE OLMASI GEREKİYORMUŞ demek.
O kadar kolay ki beyinleri yıkamak, daha doğrusu o kadar örgütlü ve planlı çalışıyorlar ki… Yanımdaki sıra arkadaşım Kuran okumaya başladı, yine öyle birçok arkadaşım kapandı. Erkeklerin bulunduğu dershanede de arkadaşlarım var, onlar da namaz filan kılıyorlarmış. Bunları bilinen şeyler, adamlar iyi çalışıyor, dershaneye başladığımda öğrencilerin %70’i açıktı, ama emin olun bittiğinde %5 i açık kalabilecek. Ben de yalnızca dersle ilgili bilgilerinden yararlanıyorum.
Bizim dershanelere bakıyorum da gidenlerin çoğu bizden, ama orada hiç öyle bir amaç yok. Sadece üniversiteye hazırlıyorlar.
Hoş biz kazanmak için ne kadar yırtınırsak yırtınalım her şey burjuva çocuklarının elinin altında, hiçbir şey sarf etmeden giriyorlar üniversiteye. Biz de bir dahaki seneye aynı şeyleri tekrar yaşamak üzere yeniden çabalıyoruz ya da kazandığımız zaman harçları karşılamak için bir çaba ve yine bitirebilmek için ayrı bir çaba…
Hep çabalıyoruz, bu sistemi değiştirmek için de çabalıyoruz, ama çevreme bakıyorum da insanlar o kadar umursamaz ki (bunda dinin katkısı çok). Her şeyi kabullenmişler, her şeyi kader sanıyorlar, olan her şeyi Allah’ın öyle istediğini sanıyorlar... ya da sanmak istiyorlar, öylesi daha kolay. İnsanlar korkak, gençler korkak, hak arama nedir bilmiyorlar.
Lisede eğitime katkı adı altında fazlasıyla topladıkları haraçlara sadece benim gibi birkaç kişi karşı çıkıyor o kadar. Birkaç kişiyle düzeltemeyiz bu yaşamı. Demokrasi var doğru, çoğunluğun dediği oluyor doğru, ama burada çoğunluk bilinçsiz çoğunluk, cahil çoğunluk, dinle kafayı bozmuş...
Benim şu an oturduğum yerden sadece minibüs geçiyor, o da çok az... Duraklarda beklemekten imanımız gevriyor. Sonra bin minibüse tıklım tıklım, aklına gelebilecek her şeyi yapıyorlar, herkes tepkili, ama İÇİNDEN! Kimsenin cesareti yok çıkıp da SESLİ İTİRAZ etmeye! Herkes halinden memnun, herkes halinden memnun değil hesabı!
“O kadar parayı ödememiz haksızlık, gidip söyleyelim” dersin, gidersin, sen söylersin o da gıkını çıkarmadan öder mesela... Bizim gibi emekçi çocukları ne hakkını alır ne de hakkını arar. Burjuvazi de hakkından fazlasını alır, kimsenin de hakkını aratmaz... Paran varsa her şeyi hak ediyorsun, aklına gelen gelmeyen her şeyi... Kendi cinsini köle yapmayı bile...
Okumak istersin okuyamazsın, hakkının yendiğini bilirsin hakkını aramazsın, kölelikten yakınırsın itiraz etmezsin, her şeyin farkındasın ama hiçbir şeyin farkında değilmiş gibi yaparsın, sen de insansın o da insan, sen çalışıyorsun onlar çalışmıyor, ama kazanan yine onlar... Sen nesin peki? O zaman sen ne diye yaşıyorsun? Ne varlığın belli ne yokluğun....
Böylelerin çokluğu yüzünden tek başına kalakalmışsın itiraz ederken. Seni de hemen indiriveriyorlar, kim vurduya gidiyorsun, olay unutulup gidiyor. İnsanların bilgilenmeye ihtiyacı var, biz olmazsak onlar da olamaz. Bunun farkına varmaları gerekiyor.
Burjuvaziye kalmasın bu dünya, faşistlere kalmasın! Elele verirsek yarın her şeyi değiştirebiliriz. Bizim de yaşamaya hakkımız var. Sesimiz çıksın artık, suskunluğumuzu bitirelim!
Ben 80’leri yaşamadım ama babam yaşamış. Ondan dinledim hep ne olup bittiyse. Onlar o zamanki sıkıyönetimde o kadar şey yaptıysa biz şimdi daha fazlasını yapabiliriz. Cinayete kurban gidenlerin bize bıraktığı savaşı devam ettirelim. Bu savaş halk için, senin için, benim için, onun için... Yaşadığın hayattan yakınmayı, şikayet etmeyi hak edecek bir şeyler yap bari! Onların senin benim gibileri düşündükleri yok, her şey bizim elimizde!
Bu site iyi bir adım, ama daha fazlası gerekli...
link: Büyükçekmece'den MT okuru bir öğrenci, Sesimiz çıksın artık, suskunluğumuzu bitirelim!, 13 Şubat 2005, https://marksist.net/node/418
SEKA Direnişinden İzlenimler
Evrimin Diyalektiği