ırmaklar deli divane olur beynimdeki çelişkilerde rüzgar benim için, şiirim için delirir en korkunç uğultusuyla eser durur düşüncelerimde hırçınlaşır asileşir yine delirir alıp gidemez benden hiçbir şey sonunda sessizce dağılır fırtına! şiirimde geceler karadır bakma sen aslında benim, beyaza sevdalıdır, şiirim benim şiirimde güneş hüzünle batar şafağa sevdalıdır çünkü akşamdan sinsi, testere dişli acı törpüler durur yüreğimi paslı, çürümüş bir bıçak sonunda yüreğim sağalır çocuksu sevinçlerde! ay ninni söyler karanlığa bölük pörçük uyku aralarında körebe oynar uykusuzluğumda bir çıkar bir kaybolur bulutlarda şimdi işte sobe! bordo renklerle kanarken Ortadoğu çocuk düşlü, bebek gülüşlüdür şiirim kan kırmızı uykulardan uyanır barışa el sallamak için sonunda öpülesi bir "gı" sesiyle savaş düşlerinden uyandığına bakma küçücük bir bebektir o büyüyecek barış türküleriyle sevgidir bazen sevgiliye dokunuş kadar zarif yumuşacık! bebeğe süt, bir tutsağa özgürlüktür şiirim! iplerini koparmış nazlı bir uçurtmadır süzülür maviliklerde tutsaklığa inat özgürce çifte su verilmiş çeliktir bazen insan etine işleyen bıçakta aydın kanıyla beslenen kurşundur bazen en can alıcısı kahpelerin! acı bir çığlıktır bazen katliamları yırtan gri dumanı bombaların kırmızı rengi savaşın rengarenk açan gökkuşağıdır napalm sonrası kül yağmurunda dağ her zaman dağdır yüce, eğilmez zaman zaman dumanlansa da başı dik, bükülmez benim şiirim de başında kardan aklar bir dağdır aslında! ağırbaşlı onurlu asidir çoğu zaman dik başlıdır! öksüz bir çocuğun yakaran bakışı kadar acıdır bin bir çiçekte baldır gözyaşı kadar tuz iyi gelir bazen dost bir yüreğe serinletir kendi gönlünce tam zamanında sunulan bir tas ayrandır! bazen şelale gibi gürültüyle akar bazen deniz kadar sakindir aldığını geri veren cömert sessiz fırtına sonrası dingin bir deniz bazen bir gerilladır attığını vuran bazen bir tay, özgürlüğe hevesli bazen yırtıcı, atılgan, bir kaplan bazen keskin bir ustura yoksul hakkı yiyene! deli bir rüzgardır bazen tahripçidir engel tanımaz birçok yara almış yenilmemiş yorgun bir savaşçıdır! devirgendir, devrimcidir kural tanımaz koşulsuz bir savaşın keskince kılıçdarıdır kendi yordamınca savaşır! emektir bilge bir beyinden usta bir kalemden dokunur ilmek ilmek karınca azmi, nakış nakış örümcek sabrıdır şiir aslında sözcüklere sığdırmaktır yaşamı özündür özlü sözdür! az sözle çok şey söylemektir ben bunu başaramadım! Ve şiirim bir savaştır aslında kimsenin bilmediği bir ucunda ben bir ucunda düzen! Cumali Cumalioğlu 10.03.2008
10 Mart 2008
link: Cumali Cumalioğlu, Şiir Aslında Silahtır!, 10 Mart 2008, https://marksist.net/node/3345
... önceki yazı
21. Yüzyılda Kölelik Devam Ediyor
21. Yüzyılda Kölelik Devam Ediyor
sonraki yazı ...
Türkiye’nin Suriyeli Göçmenler Sorunu
Türkiye’nin Suriyeli Göçmenler Sorunu