Kapitalist sömürü sisteminin ömrü uzadıkça tüm insani değerler yerle bir oluyor. Kapitalist canavarın neden olduğu vahşet örnekleri saymakla bitmiyor. Sömürücü sistemin doğasında büyüyen kriz ve genişleyen emperyalist savaş çoktan beridir insanlığı karanlık ve kör kuyuların dibine çekiyor. Dünyamızın dört bir yanında, insanlığın imdat çığlıkları yükseliyor.
Ahtapotun bir kolu Ortadoğu’yu kana buluyorken, diğer kollar tüm dünyayı acımazsızca sömürü, yoksulluk ve işsizlik cenderesi içinde sıktıkça sıkıyor. Yok etmek, yakıp yıkmak ve katletmek barbar düzenin devamı için şart olmuş.
Kapitalizmin sıradanlaştırdığı felâketlerden biri de insanların patır patır ölmesi hatta bir vampir gibi kanlarının emilerek cansız düşürülmesidir. Gazeteler, kapitalist düzenin yarattığı vahşet haberleriyle dolup taşıyor. İnsanın kanını donduran bu haberlerden birine, Mart ayında okuduğum gazetelerde rastladım. Habere göre Hindistan’da insanlar işsizlik, açlık ve yoksulluk nedeniyle son çare olarak kanlarını satmaya başlamışlar. İşsizlerin iş bulma imkânının son derece zayıf olduğu bir ülke Hindistan. Göçün, bedenini veya organlarını satmanın, dilenme ve intiharın dışında tek çare insanların kanlarını satması... Hindistan’da geniş bir çadıra yatırılan 17 kişi, gün gün kanını satarak yaşıyor. Aslında çoğu da yaşayamıyor. İkinci haftanın sonunda vücutlarındaki son hayat damlası da alınıyor ve ölüm kaçınılmaz hale geliyor. Hintli işçi ve emekçileri sömürmek yetmezmiş gibi şimdi de bir avuç azınlık kelimenin gerçek anlamıyla onların kanını emiyor.
İnsanlar uzun yıllar, mezarlarda insan kanı emerek yaşayan vampir söylencelerinden korkuya kapıldılar. Fakat günümüzde gerçek vampir artık bir hayalet değil. Vampir güpegündüz insan kanı emen emperyalist kapitalist dünya düzeninden başkası değil. Vampir kana doymuyor. Voltaire’nin dediği gibi “Gerçek kan emiciler mezarlarda değil, aramızda. Borsa spekülatörleri, tüccarlar ve işadamları halkın kanını her gün emmekteler. Bunlar kesinlikle ölmüyor ama yaşarken çürüyor.”
Emperyalist kapitalist vampir, çürüyen düzenini ayakta tutmak, canına can katmak için, her gün işçi ve emekçilerin hayat damarlarını kurutuyor. Nice örgütsüz insan bu kadere teslim oldu. Fakat umut hâlâ var. İşçi sınıfının örgütlü mücadelesi elbet bu zalimliğe son verecek. En son darbe kapitalizme vurulacak ve kazanan insanlık olacak. İnsanın insanca yaşayacağı sosyalist dünya için kapitalizmin kirli kanı akmalı.
link: Ümraniye’den MT okuru bir işçi, Kan Pazarında Ölmek, 23 Nisan 2008, https://marksist.net/node/1769
Kapitalist Bataklığın Ürettiği Müzmin Belâ: Irkçılık
Şükretmek değil mücadele etmek çözümdür