Emperyalizm, kapitalizmin en yüksek aşamasıdır. Lenin, kapitalizmin serbest rekabet dönemi ile emperyalizm dönemini birbirinden ayırır. Öne çıkardığı hususlar; sanayi sermayesi ile banka sermayesinin kaynaşarak mali-sermayeyi oluşturması ve dev tekellerin ekonomi üzerinde belirleyici bir role ulaşması; ulusal sınırlara artık sığmayan mali-sermayenin sermaye ihracı yoluyla dış pazarlara yani tüm dünyaya yayılması; büyük emperyalist devletlerin dış ticaretinde meta ihracına nazaran sermaye ihracının belirleyici önem kazanması; serbest rekabetin dev tekeller arasındaki rekabete dönüşmesi; dünyanın toprak bakımından paylaşımının tamamlanmış olması ve nüfuz alanları temelinde yeniden-paylaşımın gündemde olması. Tüm bu saptamaların bugün ne ölçüde gerçekliği yansıttığını görmek zor değildir. Emperyalizm aşamasında, kapitalist üretim tarzının bağrındaki tüm çelişkiler en olgun biçime bürünür ve bu çelişkiler kendilerini çok keskin biçimlerde dışa vurmaya başlar. Bu durum emperyalizm çağını, savaşlar, devrimler ve karşı-devrimlerle yüklü bir çağ haline getirir. Emperyalizm, tek kelimeyle, mali-sermayenin egemenlik sistemidir. Demek ki, emperyalizm kapitalist dünya sisteminin bugünkü gelişmişlik düzeyini ifade eder. Bu sistem, tepesinde en güçlü emperyalist devletler olmak üzere, eşitsiz bir temelde karşılıklı bağımlılık içerisinde bulunan ulus-devletlerin oluşturduğu hiyerarşik bir yapıdır.
link: Marksist Tutum, Emperyalizm nedir?, , https://marksist.net/node/1601