Marksizme göre bir yerde sınıf egemenliği varsa, orada o sınıfın diktatörlüğü vardır. Fakat proletarya diktatörlüğü toplumun çoğunluğunu oluşturan işçi ve emekçilerin bizzat kendilerinin sömürücü azınlığa karşı uyguladıkları bir diktatörlüktür. Dolayısıyla kendileri için bir demokrasi, sömürücü azınlık için bir diktatörlüktür. Aynen bugünün sözde kapitalist demokrasisinin bir avuç azınlık olan kapitalistler için bir demokrasi, ama toplumun ezici çoğunluğu için bir diktatörlük olması gibi. Marksizmde diktatörlük kavramı bir siyasal yönetim biçimini değil, sınıf egemenliğini anlatır.
O halde proletarya diktatörlüğünde toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan emekçi sınıflara dönük bir baskı ve zorbalık söz konusu olamaz. Onlar daha önce hiç yaşamadıkları kadar özgürlük ve demokrasiye kavuşacaklardır. Zira kendileri üretip kendileri yönetmeye başlamış olacaklardır. Ancak eskinin ezen ve sömüren sınıflarını oluşturan azınlık, ayrıcalıklarına tekrar kavuşmak için işçi ve emekçilerin egemenliğine karşı faaliyet yürüttüğü ölçüde, işçi sınıfı bunun önünü almak için doğal olarak her türlü tedbiri alacak ve gerekli olduğu ölçüde zora da başvuracaktır.
link: Marksist Tutum, Proletarya diktatörlüğü nasıl bir şey? Özgürlük, demokrasi olmayacak mı?, , https://marksist.net/node/1549