Öğrenciler nasıl sömürülüyorlar?
Stajyer dosyası aldırtıyorlar,
Diploma karşılığı öğrenciler takım, alet-edavat almaya zorlanıyor,
Son sınıf öğrencilerinden okula zorla bağışta bulunmaları isteniyor.
Meslek lisesine gelen çocukların hepsi işçi ve emekçi çocukları. Zaten zengin çocuklarının meslek lisesinde işi ne? Okula kaydını yeni yaptıracak olan çocuklardan otuz milyon para isteniyor. Güya bunlar bağış içinmiş! Ne kadar doğru, ne kadar yanlış siz tahmin edin. Çocuklardan atölyedeki ilk senesinde eğe isteniyor. Daha sonra bu çocuklardan malzeme parası istiyorlar. Sanki okulun bu malzemeleri verecek imkânı yokmuş gibi! Ama onca vergileri bizden, ailelerimizden yani emekçilerden toplarken utanıp sıkılmadan bunların bizlere hizmet olarak geri döneceği yalanını söylüyorlar. Öğrencilerden ikinci sınıfa geçtiklerinde bereket pek bir şey istemiyorlar, malzeme parası hariç.
Öğrenciler yaptıkları işten not istemeye gittikleri zaman, bazı hocalar meslekleri ile ilgili değil de dini sorular soruyorlar. Onlara baskı uygulayıp dincilerin sohbet evlerine yönlendiriyorlar. Çocuklar da kalma korkusuyla ne yapsınlar, oralara gidiyorlar. Parasız eğitim adı altında bizleri sömürdükleri yetmiyormuş gibi bir de bizleri yobaz olmaya yönlendiriyorlar.
Son sınıfa geçen öğrencilerden stajyer dosyası parası isteniyor. Tabi bu paraları hemen ödeyebilecek çok kişi yok. Ama sonuçta bütün öğrenciler bu parayı ödemeye mecbur. Bu öğrenciler fabrikalara götürülüyorlar, çıraklar, stajyerler fabrika yönetimlerince mesaiye bırakılıyorlar. Ama fazla mesai parası vermiyorlar. Lise son sınıfa geldiğimizde ise atölye hocaları binbir gerekçe ile bizden para istiyorlar. Sanki stajda ya da çıraklıkta kazandığımız cüzi paralar bizlerin cebinde kalıyor. Hayır. Bu paralar bizim ailelerimizin geçimine birer katkı. Ona bile göz dikiyorlar.
Daha bitmedi… Okulla ilişki kesme formu için bankaya otuz milyon para yatır, daha sonra hocanın verdiği kâğıdı beden hocasına, döner sermayeye imzalattır. İmzalattıktan sonra hepsinin ceplerine beş on kuruş sıkıştır. Yine devam ediyoruz. Bölüm şefine gittiğimizde bizden kumpas parası, gönye parası... Utanmasa beş on kişi birleşin bir matkap tezgâhı alın diyecekler.
Bitti artık, okul bitti, rüşvet bitti, dayak bitti. Artık okuldan kurtulduk. Diploma denen kâğıt parçasını da aldık. En azından okulun çilesinden kurtulmak beni ferahlattı. Ama esas dert şimdi başlıyor. Gerçek sömürü şimdi başlayacak. Bakalım bundan sonra olacaklara nasıl dur diyeceğiz?
link: Bir Meslek Lisesi mezunu, Öğrencilerin sömürülmesi, 30 Temmuz 2004, https://marksist.net/node/1207
Vietnam Işığında Irak’taki Direnişin Sınırları
Dünya Ekonomisi Üzerine