Komün yenilmesine yenildi. Ama geride unutulmaz dersler, büyük bir kahramanlık ve büyük bir miras bıraktı. Marx, Komünün kahramanlığını şöyle övüyordu:
Ne büyük bir esneklik, ne büyük bir tarihsel girişkenlik, ne büyük bir özveri yeteneğiyle bezenik şu Parisliler! Düşmandan da çok iç ihanet tarafından altı ay boyunca aç bırakılıp yıkıma uğratıldıktan sonra, sanki Fransa’yla Almanya arasında hiçbir savaş olmamış, sanki Almanya hiçbir zaman Paris kapılarına dayanmamış gibi, Prusya süngüleri altında ayaklandılar. Tarih, daha böylesine büyük bir örnek görmedi.
Engels ise Paris halkının hem Versailles’da dalgalanan üç renkli Fransız bayrağına, hem de Prusya tarafından işgal edilen yerlerde dalgalanan üç renkli Alman bayrağına meydan okuyarak, kızıl bayrağın ardında savaşa atıldığını belirterek şöyle diyordu:
“Kızıl bayrak, yenenlerin de, yenilenlerin de görünmez oldukları bir düzeye yükselen Paris proletaryası idi. Komünün tarihsel büyüklüğünü yapan şey, onun son derece yüksek uluslararası niteliğidir. Her türlü burjuva şoven duygusuna karşı o, gözüpekçe bir meydan okumaydı. Tüm ülkeler proletaryası, bu işte yanılmadı. Varsın burjuvalar kendi 14 Temmuzlarını, kendi 22 Eylüllerini kutlasın. Proletaryanın bayramı, her yerde ve her zaman 18 Mart olacaktır.”
İşçi sınıfının ilk muzaffer devrimi olan Ekim Devriminin önderleri de onun dersleriyle eğitilecek ve eğiteceklerdi proletaryayı. Komün için, “19. yüzyılın en yüce proleter hareketinin en ulu örneğidir” diyen Lenin, 20. yüzyılın en yüce proleter hareketi olan Ekim Devrimine doğru ilerlendiği yıllarda, onun anısını şöyle yad etmekteydi:
Komün savaşçılarının anısı, sadece Fransız işçileri için değil, ama tüm dünya proletaryası için kutludur. Çünkü Komün yerel ve sıkı sıkıya ulusal bir amaç için değil, ama tüm emekçi insanlığın, bütün aşağılanmışların, bütün küçük düşürülmüşlerin kurtuluşu için savaştı. Toplumsal devrimin öncü savaşçısı olan Komün, proletaryanın acı çektiği ve savaştığı her yerde sevgiler kazandı. Yaşam ve ölüm tablosu, dünya başkentini eline geçiren ve iki aydan çok elinde tutan işçi hükümeti imgesi, proletaryanın kahramanca savaşımının ve yenilgiden sonraki acılarının görünüşü, tüm bunlar milyonlarca işçinin ruhunu tutuşturdu, sosyalizme olan umutlarını canlandırdı ve sevgilerini kazandırdı. Paris toplarının gürlemesi, proletaryanın en geri katmanlarını derin uykularından uyandırdı ve sosyalist devrimci propagandaya her yerde yeni bir atılım verdi. Bu nedenle Komünün yapıtı ölü değil; şimdiye değin her birimizde yaşadı o. Komünün davası, toplumsal devrim davasıdır, emekçilerin bütünsel siyasal ve iktisadi kurtuluş davasıdır, dünya proletaryasının davasıdır. Ve bu anlamda ölümsüzdür o.
link: Marksist Tutum, Komünün davası, toplumsal devrim davasıdır, dünya proletaryasının davasıdır, 20 Mart 2021, https://marksist.net/node/7322