Varla yoku, Azla çoku, Açla toku bildik bileli; Şu cennet Şu cehennem dünyanın düzenine aklımız erdi ereli; Aklımızın içinde Dilimizin ucundasın. Uyanır uyanmaz daha, Açılır açılmaz gözlerimiz aydınlandı aydınlanacak bir sabaha Bilincimizde de şunlar bunlar yerlerine oturur oturmaz, Sen gelirsin aklımıza. Senin aşkınla geçer iyi kötü günlerimiz. Acılara senin aşkınla dayanır, Umuda senin hayalinle sarılırız. Batan günümüzün karanlığında, Doğan günümüzün aydınlığındasın. Senin hayalin olmasa Neyi düşünür, neyle umutlanırız? Şükür ki varsın. Yuvasından düşmüş bir serçe yavrusunu avuçlar gibi Avuçlarsın yüreğimizi. Seni tutup kollarından oturtunca başköşeye; Misafir gibi değil ama Bir soluklanıp gidecekmiş gibi hiç değil Bütün ömrümüzün varı, Yedi dağ dolanıp biriken Gönül pınarı gibi oturtunca başköşeye; Biliriz Kimsenin kimseye avuç açmayacağını Kimsenin kimseye boyun bükmeyeceğini Düşmanlık tohumlarının yeşermeyeceğini bir daha. Bütün kadınların bütün çocuklara ana, Herkesin herkese kardeş olacağını. Bilseler, Ah bir bilseler Sevmezler mi onlar da seni bizim gibi? Seni sevmeseydik Ne yıldızlı çakmaktaşı çıngıları aydınlatabilirdi dünyamızı Ne yüzü ayın Ne ziyası şemsin. Öyle büyük ve mukaddessin ki; Gecenin en koyu karanlığında En küçücük ışıltınla bile Bütün güneşlerden yeğsin.
19 Aralık 2022
link: Ziya Egeli, Aklımız da Fikrimiz de Sen, 19 Aralık 2022, https://marksist.net/node/7815
sonraki yazı ...
Kapitalizm, Güvencesiz İşçiler ve Prekarya Uydurmacası
Kapitalizm, Güvencesiz İşçiler ve Prekarya Uydurmacası