Ben özel sektörde çalışan bir işçiyim. Sizlerle Marksist fikirler sayesinde nasıl değiştiğimi paylaşmak istiyorum. Eminim pek çok işçi arkadaşım benim yaşadıklarımı hâlâ yaşamaya devam ediyor.
Dünya dönüyordu, bildik pembe hayallerim vardı: okumak, iyi bir meslek sahibi olmak, çoluk çocuğa karışmak vs. Etrafıma baktığımda evet herkes çalışıyordu, maaşını alıyordu. Geçim sıkıntısı da vardı elbet. Ama bu sıkıntı her daim boynumuza asılı duran bir kader değil miydi? Dünyanın bir köşesinde savaşlar vardı, insanlar ölüyordu. Açlıktan ölenler ya da sokakta kalanlar! Tüm bunlar yalnızca kötü şeylerdi, yalnızca acıydı. Ama bugün?
Marksist Tutum’un fikirlerini öğrenmeye başladığım günden bugüne pek çok şey değişti. Meğerse derin bir uykunun içinde boşa gün tüketiyormuşum. Önce işçi kavramı oturdu, sonra bir sınıf olduğumuz bilinci. Çalışıyorduk, okuyorduk ama kendi yararımıza değil burjuvazinin hizmetine. Geçim sıkıntısı bizim için bir kader değildi. Kader dediğimiz şey tam da kapitalist sistemin işçi sınıfını, bizleri prangaya vurmasıydı. Savaşlar ve bizim her daim teknolojik parıltılı bombaların ışığı altında ölmemiz burjuvazi içinmiş. Yıkılan her duvar, cansız yatan her beden burjuvazi için kâr demekmiş.
Eskiden bir “vatanım” vardı, bir de ölümü göze alacağım toprak sevdam. Ama bu sınırlar, bu vatan meğerse sermayeyi koruyan gümrük duvarlarından öte bir şey değilmiş. Milliyetçilik de onun kara sevdası.
Bu dünya artık pembe değil. Marksist Tutum beni derin uykudan uyandırıp aslında şöyle bir sallayıp özüme döndürdü. İnsan olmayı öğrendim. Nasıl sömürüldüğümüzü, burjuvazinin boyalı basınının, televizyonlarının bizleri her gün nasıl da sersemlettiğini gördüm. Dünyadaki en bilinçli yaratığın, insanın nasıl canavarlaştırıldığını ya da fabrikalarda nasıl robotlaştırıldığını. Ve yaşamın anlamını öğrendim. Ancak mücadeleyle, ancak Marksizmi özümseyip hayatımızı Marksizmin ışığında devrimci ateşle doldurduğumuzda insan gibi insanlar olabiliriz. Marksist Tutum gerçekleri tüm çıplaklığıyla önüme serdi, o yazdı ben okudum. İşçilerin vatanı yoktur! Özgürlük işçiler savaşırsa gelecek! Milliyetçi tutuma karşı Marksist Tutum! Kahrolsun kapitalizm, kahrolsun sömürü düzeni! Dünyanın bütün işçileri birleşin! Yaşasın Proletarya Diktatörlüğü, Yaşasın Enternasyonal!
Marksist Tutum tüm bu sloganlardan, hedeflerden bir milim dahi şaşmadı. Marksist Tutum önderliğinde bu hedeflere doğru bir adım atmak, her gün bunlar için uğraşmak vazgeçilmezimiz olmalı. O, bunları haykırıyor, biz de haykıralım. Marksist Tutumu okuyalım, okutalım.
link: Maltepe’den bir MT okuru, Mutluyum, artık pembe hayallerim değil gerçekçi umutlarım var!, 25 Temmuz 2005, https://marksist.net/node/525
Neden İşçi Sınıfı?
Aile devletin küçük halidir