16-17 Haziran günlerinde MKP’nin Tunceli Mercan Vadisinde yaptığı kongre hazırlık toplantısı basıldı. Türk ordusunun yoğun saldırısına maruz kalan 17 devrimci hunharca katledildi. Kimyasal silahların da kullanıldığı katliam öylesine barbarca işlenmişti ki, 17 devrimcinin vücutları adeta tanınmayacak haldeydi. Katliamın hemen arkasından düzenin medya güçleri olayı bir çatışma olarak verdiler. Onlara göre çatışma yaşanmış ve “teröristler” öldürülmüştü! Oysa bir çatışma olmadığı, Türk ordusunun devrimcileri bilerek, isteyerek, katletmek amacıyla ateş açtığı, üstelik kimyasal silahlar kullandığı bir gerçek. Devrimcileri katleden kapitalist düzen ve bu katliamı çarpıtarak veren burjuva medya karşısında kapitalizme karşı öfkemiz her geçen gün daha da bileniyor.
20 Haziran günü katledilen devrimcilerden Cemal çakmak ve çağdaş Can Gazi Mahallesine getirildi. 21 Haziranda ise yine iki devrimci Dursun Turgut ve Ersin Kantar Gazi Mahallesinde düzenlenen törenlerle toprağa verildiler. Cemevi önünde düzenlenen törene 5 bin kişi katıldı. Alibeyköy, Okmeydanı ve Kağıthane’den de katılanlar oldu törene. Gerek tören sırasında gerekse yürüyüş sırasında sık sık “Devrim şehitleri ölümsüzdür”, “Yaşasın devrimci dayanışma”, “17’ler ölümsüzdür”, “Katil devlet hesap verecek” vb. sloganları tüm devrimci siyasi çevreler ortak olarak attılar. Tören devam ederken polisin birçok elektrik direğine kamera yerleştirdiği tespit edildi. Polis kameralar aracılığıyla Gazi Polis Karakolundan töreni izlemekteydi. Bunun üzerine harekete geçildi ve tek tek kameralar kırılmaya başlandı; kırılamayan kameraların üzerine kırmızı bayraklar örtüldü. Devrimcilerin cenazeleri ortak sloganlar eşliğinde Cebeci Mezarlığa götürülerek sloganlar, türküler ve şiirler eşliğinde alkışlarla toprağa verildiler.
Aynı akşam mahallede 150-200 devrimcinin katıldığı molotof kokteylli korsan eylem yapıldı. Barikatlar kuruldu, ateşler yakıldı ve sloganlar atıldı. Fakat gece yarısına kadar süren eylem boyunca polis mahalleye gelmedi.
Bir kez daha görülmüştür ki, düzen güçlerinin amacı yalnızca devrimcileri öldürmek değildir; korkunç ölçüde yıkıcı silahları kullanarak devrimcilere ve işçi-emekçi yığınlara gözdağı vermek, güç gösterisi yapmaktır. Ama biliyoruz ki, haksızlığa, sömürüye ve zulme karşı mücadele binlerce yıldır sürüyor. Binlerce yıldır egemen sınıflar sömürüye baş kaldıranları ezmeye çalıştı, katletti; ama ne çare ki, devrimcileri öldürmekle mücadeleyi durduramadılar, devrimi besleyen damarları kesip atamadılar. Yeni bir dünya kurma mücadelesi devam ediyor hâlâ, ve Marksizmle donanmış, cesaretini ve öfkesini işçi sınıfının bilimiyle birleştirmiş devrimcileri bekliyor mücadele.
link: Gazi Mahallesinden bir grup MT okuru, MKP’li devrimcilerin cenaze töreni, 22 Haziran 2005, https://marksist.net/node/465
Aile devletin küçük halidir
Üniversite Sınavları ve Umut Tacirliği