Geçenlerde gazetede gördüğüm bir fotoğraftan o kadar etkilendim ki, içinde yaşadığımız bu çürümüş sisteme bir kez daha lanet ettim. Fotoğrafta Filistinli çocuklar ve silahlı İsrail askerleri vardı. Filistinli çocuklar İsrailli askerlere canları pahasına dalga geçercesine hareketler yapıyorlardı. Belki o masum çocuklar yaptıklarını bir oyun olarak görüyorlardı, ama bu çok tehlikeli bir oyundu. Bu savaşlar niye yaşanıyor diye sorduğumuzda karşımıza yine baş belası kapitalistlerin o bitmez tükenmez kârlarına kâr katma arzuları çıkıyor. Bu arzu onların gözlerini öyle bir bürümüş ki, ne cephelere sürdükleri işçi sınıfını düşünürler, ne de o fotoğrafta gördüğümüz aç sefil çocukları düşünürler. Savaşlar durursa burjuvalar nasıl silah satarlar, nasıl kârlarına kâr katarlar, nasıl ölen insanların kanı üzerinden siyaset yaparlar, bunları da düşünmek lazım. Bu olanlar sadece İsrail-Filistin arasındaki savaşta böyle değildir. Kapitalistlerin kendi aralarındaki paylaşım savaşlarının hepsinde bu böyledir. Kapitalistler, işçi sınıfını kendi sınıf bilincinden uzaklaştırarak, milliyetçi duygularını kabartarak cephelere sürüyorlar. Oysa biz biliyoruz ki o cephelerin hiçbirinde bir burjuvanın çocuğu yoktur, işçi sınıfıdır birbirine zarar veren, birbirini öldüren. Ama ne yazık ki işçi sınıfı karşısındakileri işçi sınıfının bir parçası olarak görememekte ve milliyetçi ruhla karşısındakileri düşmanı olarak görüp savaşmaya devam etmektedir. Oysa işçilerin yapması gereken, milliyetçi, şovenist ruhtan kendilerini arındırmak ve tam bir işçi sınıfı bilinciyle donanıp silahlarını kendi sınıf kardeşlerine değil gerçek düşmanlarına yani kapitalistlere çevirmektir. Her ülkenin işçi sınıfı öncelikle bulunduğu ülkenin kapitalistlerinden hesap sormalı, onların oyunlarına gelip onlar için savaşmayı bırakmalıdırlar.
Kapitalistler asla işçi sınıfının iyiliğini düşünerek hareket etmezler. Kapitalistlerin aklına işçi sınıfı ancak onları daha fazla nasıl sömürürüz şeklinde gelir. Kapitalistler nasıl ki kendi sınıf çıkarlarını düşünerek hareket ediyorlarsa –zamanı geldiğinde savaşları kendi çıkarları için nasıl çıkarıp tekrar bitirmek istediklerinde de bitiriyorlarsa– işçi sınıfı da kendi sınıf çıkarlarını düşünerek hareket etmek zorundadır. Bu sistem devam ettikçe savaşlar da kapitalistlerin çıkarları doğrultusunda var olmayı sürdürecektir. Görüyoruz ki yine işçi sınıfının yapması gereken Marksist devrimciler olarak kapitalist sisteme karşı savaşmaktır.
YAŞASIN İŞÇİ SINIFI DAYANIŞMASI VE BİRLİĞİ!
YAŞASIN ENTERNASYONALİZM!!
link: Pendik’ten bir öğrenci, Milliyetçilik çocukları boğazlamaktır, 20 Ocak 2006, https://marksist.net/node/893
Nurhak
Kuş gribi emekçileri vuruyor