Marx'ın bilimsel sosyalizm kuramı, "tek ülkede sosyalizm"in olabilirliğini içermekte midir? Marx'ın teorisinde, komünizm dışında ayrıca "sosyalizm" diye, kendi başına bir bütünlük oluşturan bağımsız bir sosyo-ekonomik formasyon var mıdır? Toplumun sosyalist örgütlenmesi (sınıfsız toplum) ile aynı anda bir "ulus-devlet"in varlığı bağdaşabilir mi? Profesyonel ordusu ve polisiyle, adli ve idari mekanizmasıyla, bürokratik tarzda örgütlenmiş bir devlet, işçi sınıfı "adına" hareket ediyor olsa bile, eğer işçiler yönetemiyorsa, orada gerçekten bir işçi demokrasisi işleyebilir mi; ya da böyle bir "işçi" devletinde gerçek egemenlik işçilerde mi yoksa başkalarında mı olur?
Olağanüstü Burjuva Rejimlerin Marksist Bir Tahlili
Elif Çağlı
Ağustos 2004
Elif Çağlı bu kitapta Fransa'da Marx döneminde yaşanan Louise Bonaparte'nin 18 Brumaire deneyiminden Almanya'daki Bismarck dönemine, İtalyan ve Alman faşizminden İspanya ve Portekiz'e, Yunanistan'dan Latin Amerika'ya kadar uzanan geniş deneyimleri göz önünde bulundurarak, burjuvazinin olağanüstü rejimlerinin biçimlerini ve evrimlerini, bu rejimlerin nasıl değerlendirilmesi gerektiğini ve değerlendirmenin hangi teorik-politik temellere dayanması gerektiğini ortaya koyuyor. Şüphesiz Türkiye deneyimi burada önemli bir sayfa oluşturuyor. Çağlı, Türkiye'deki burjuva rejimin kuruluş süreci ve sonraki evrimini, yaşanan darbeler ve bunların doğurduğu rejimlerin karakteri sorununu tartışarak, modern Türkiye tarihine ilişkin Marksist bir perspektif ortaya koyuyor
Ulusal Sorunda Tartışmalı Noktalar
Elif Çağlı
Ağustos 2002
Kolonyalizmden Emperyalizme adlı bu çalışmasında Elif Çağlı, yıllarca Marksizmin tahrif edilmesine ve dolayısıyla proleter devrim mücadelesinin sekteye uğratılmasına yol açan yanlış emperyalizm kavrayışlarını ve bunların doğurduğu sonuçları irdeliyor. Emperyalizmin sömürgecilikle özdeşleştirilmesiyle başlayan bu çarpıtmanın, anti-emperyalist mücadeleyi nasıl kapitalist sisteme karşı proleter devrim mücadelesinden kopardığı ve salt bir "ulusal bağımsızlık" sorununa indirgediğini, "yeni sömürgecilik" türünden son derece yanlış teoriler doğurduğunu ve bunların ne tür sonuçlara yol açtığını gösteriyor.
Eşitsiz ve Bileşik Kapitalist Gelişme
Elif Çağlı
Haziran 2005
Kapitalizm altında yaşanan değişimin görülmesi, ona fazladan olumlu anlamlar yüklenmesini gerektirmiyor. Bu üretim tarzı tarihinin hiçbir döneminde sınıflar üstü bir refah olanağı yaratmadı. Ne var ki kapitalizmin küreselleşmesi, dünya ülkeleri arasındaki gelişme farklarını ortadan kaldıracak ve daha eşitlikçi bir paylaşımı mümkün kılacak bir gidişat olarak sunuluyor. Oysa kapitalizm temelinde gerçekleşen küreselleşme, iddia edildiğinin tam tersine, dünya üzerinde milyonlarca insan için yaşama dair sorunların daha da büyüyüp keskinleşmesi anlamına geliyor.
“Elveda Proletarya” Diyenlere Yanıt
Elif Çağlı
1 Ekim 1999
Globalleşen kapitalist sömürü düzeninin tehlike çanlarını, küçük-burjuvazinin ağır bastığı "halk ittifakları" değil, globalleşen proletarya çalıyor. İşte bu kitapta amacımız, Marksizmin parıldayan bilimsel ışığı altında, işçi sınıfı gerçeğini çeşitli yönleriyle aydınlatabilmektir. Burjuva istatistiklerinin çarpıtmalarına aldanmaksızın ve okuyucuyu rakamlara boğmaksızın, Marksist teorinin çözümlemeleri temelinde yürütülen bu çalışmanın ortaya koyduğu yalın gerçek şudur: Ona veda etmek isteyenlere ya da olduğundan küçük göstermeye çalışanlara inat, işçi sınıfı büyüyor.
Elif Çağlı
12 Nisan 2003
Avrupa Birliği sorununda son yıllarda oldukça yoğun bir tartışma yaşandı. Ancak bu önemli konuda özellikle Türkiye'deki sol çevrelerin sağlam ve bütünlüklü bir Marksist perspektif sunabildiklerini söylemek zor. Elif Çağlı'nın üç bölümlük broşürü, bu boşluğu doldurmayı ve Marksist perspektifi ortaya koymayı amaçlıyor. Birinci bölüm Avrupa Birleşik Devletleri mi?, ikinci bölüm Avrupa Birliği Gerçeği, üçüncü bölüm ise AB'nin Gerçek Niteliği Teşhir Edilmelidir başlığını taşıyor.
Elif Çağlı
2 Kasım 2003
"Kapitalist sistemin II. Dünya Savaşı sonrasından 21. yüzyıl başlangıcına dek uzanan dönemi, tüm iniş ve çıkışlarına rağmen ekonomik yaşamda genel bir canlılık sergiledi. Derin krizlerin ve nice insanın yaşamını yok eden iki büyük dünya savaşının ardından gelen bu canlılık dönemi, "kapitalist üretim sürecinin önemli ölçüde karakter değiştirdiği" yolundaki görüşlerin de yaygınlık kazanmasına yol açacaktı. Zamane iktisatçıları, kapitalist sistemin artık krizlerini atlatabilecek yetkinliğe ulaştığını ve sistemin eski dönemin özelliklerine benzemeyen yeni bir tarihsel döneme girdiğini şişinerek ilân ediyorlardı. Burjuva iktisatçıların ekonomik yükseliş dönemi boyunca kapitalist sistemi tahkim edici ideolojik çıkarsamalar yapmalarında ve kapitalizmin artık ölümsüz bir çağa girdiği mavalını okumalarında garipsenecek bir yan yoktu. Tuhaf olan, bir zamanlar Marksist geçinen kişilerin de neredeyse burjuva iktisatçıların kuyruğundan sürüklenircesine bu propagandadan etkilenmeleriydi."
Nükleer Santrallere Karşı Marksist Tutum
Deniz Moralı
1 Ekim 2004
Nükleer santraller sorunu, insanlığın üretici güçlerinin tarihsel gelişmesinin, insanlığın bir bütün olarak ihtiyaçlarını gidermeye yeterli bir temel sağlayıp sağlamadığı, insanı ve çevreyi tahrip etmeden insan ihtiyaçlarını gidermenin mümkün olup olmadığı ve bu sorunların toplumsal-politik niteliği gibi hususları içeren geniş bir bağlama oturtulmalıdır. Nükleer santrallere karşı olanların önemli bir bölümü, konuyu böylesi geniş bir perspektiften ele almamaları nedeniyle zaman zaman nükleer santral taraftarları ile aynı zararlı önyargıları paylaşmakta ve bilinç bulandırıcı olabilmektedirler.
Elif Çağlı
Haziran 2006 - Haziran 2009
Küçük-burjuva devrimciliği işçi sınıfı içinde sabırlı ve planlı bir örgütsel çalışmaya gelemiyor. Dolayısıyla bu tür siyasi çevrelerin sınıf hareketini ilerletici taktikler üretebilmeleri ve sınıf temelinde devrimci bir kitle çalışması yürütebilmeleri mümkün değildir. Siyasi mücadelenin ve kitle çalışmasının genel mantığını ve tarzını son tahlilde küçük-burjuva devrimciliğinin oluşturduğu yapıların, devrimci işçi mücadelesinin gerektirdiği tipten bir parti örgütlenmesini yaratamayacağı açıktır. Bu sorunları doğru ve devrimci tarzda çözebilmek için sınıf temelli samimi bir inanca, buradan kaynaklanan bir mücadele anlayışına ve bakış açısına sahip olunması şart.
Elif Çağlı
Kasım 2007 - Kasım 2008
Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra kapitalizmin kendini sorunsuz ve ebedi bir düzen olarak yansıtmaya çalıştığı “cicim ayları” bir daha geri dönmemek üzere geçmişte kaldı. Devrimciler kapitalizmin kaçınılmaz krizlerine dikkat çekip kitleleri uyarmaya çalıştıklarında, onları “dinozor” ilan ederek keyif süren bilumum dönek ve liberal kalemşor tayfasının da süngüleri düştü. Özetle, kapitalizmin hal ve gidişatı son derece kötü. Kapitalist sistemin derinleşen krizi devrimci durumlar gibi olumlu olasılıklara olduğu kadar, faşizm ve emperyalist savaşlar gibi olumsuz olasılıklara da işaret ediyor!
Elif Çağlı
Eylül 2005
12 Eylül dönemi bu topraklarda yaşayan devrimci insana, faşizmin gerçekte ne demek olduğunu doğrudan öğretti. Faşizm "içerde" olana da olmayana da baskı ve işkencenin acısını fazlasıyla yaşattı. O günlerin beraberinde getirdiği ölümlerin acısı unutulamaz; insanların yüreklerinde açtığı yaralar hâlâ sızlar. Zor günler zor sınavlara çeker insanı. Çekilen tüm acılara karşın, devrimci bayrağı yarınlara taşıyabilmek için tarihsel iyimserliği her daim yeşertmek gerekir. İnancı ve umudu acıya katık eyleyip yola devam etmeyi becermektedir hüner. Bu noktada bazen düz yazının hükmü sona erer ve şiir egemenliğini ilan eder.
Marksist Tutum
Mayıs 2002
Kapitalizm insanlığa cehennemi yaşatıyor. Bir avuç kapitalistin saltanatı, gezegeni dolduran milyarlarca insanı, açlığın, yoksulluk ve yoksunluğun, işsizliğin, inanılmaz bir eşitsizlik ve adaletsizliğin, kanlı savaşların, zulüm ve işkencenin, dibi gelmez bir çürüme ve yabancılaşmanın pençesinde kıvrandırıyor. Kâr hırsına dayanan bu saltanat, tüm doğayı da acımasızca tahrip ediyor.
Marksist Tutum
Ocak 2024
Marksist Tutum olarak bu belgede sunduğumuz tespit ve değerlendirmeler, dünyada ve Türkiye’de yaşanan politik, ekonomik ve sosyal gelişmelere dair tahlillerimizin genel bir çerçevesini ve önümüzde uzanan mücadele dönemine ışık tutacak perspektiflerimizi ortaya koymaktadır.
Elif Çağlı
Ocak 2019 - Mayıs 2021
Kapital çalışmaları, Marx’ın sorunların nedenlerini açıklayabilmek için önce onların kökenine inen soyutlamalarla ilerlettiği son derece derin, detaylı ve karmaşık bir nitelik taşır. Bu nedenle, Kapital ciltlerinin öze değin noktaları ortaya çıkartan bir yöntemle okunmaması durumunda, ondan eğitim aracı olarak yararlanmada arzulanan sonuca ulaşılamayacaktır. İşte, çeşitli bölümler halinde okuyucuya sunulacak bu çalışmanın amacı da, arzulanan sonuca ulaşabilme çabalarına katkıda bulunabilmektir. Çalışmanın verimi açısından, Marx’ın Kapital’indeki satırların eşliğinde ve fakat kendi cümlelerimizle özetlemeler, açıklamalar yapılarak ilerlenecek, doğrudan Marx’ın ifadelerinden yapılan aktarımlar ise tırnak içinde gösterilecektir.
Elif Çağlı
Temmuz 2021 - Ağustos 2023
Kapital’in ikinci cildi Marx tarafından yayına hazırlanmamış ve Marx ölümüyle birlikte ardında uzun yılların emeği olan devasa kapsamda değerlendirme ve çözümlemelerini elyazması notlar halinde miras bırakmıştır. Yoldaşı Engels işte bu notlardan hareketle ve Marx’ın notlarına fazlaca dokunmadan Kapital’in ikinci cildini yayına hazırlamıştır. Marx tarafından yayınlanmak üzere gözden geçirilemeyen elyazmaları, ortalama bir okuyucu için zorluk yaratacak matematiksel açıklamalar ve formüllerle yüklüdür. O nedenle bu tür yerlerde özü bozmadan elden geldiğince sadeleştirmeler, kısaltmalar, özetlemeler yapılarak ilerlenecektir. Çünkü belirtmek gerekir ki, bu çalışmanın amacı ortalama okuyucunun da Kapital’in özünü kavrayabilmesini sağlamaktır.
Elif Çağlı
4 Mayıs 2018
Büyük düşünür ve işçi sınıfının devrimci önderi Karl Marx’ın doğumunun üzerinden tam 200 yıl geçti. Aradan geçen yıllar içinde yaşanan devrim ve karşı-devrim deneyimleri, işçi hareketindeki yükseliş ve inişler, bu dalgalanmalara bağlı olarak Marksizme duyulan ilgideki ilerleme ve gerilemeler tarihe önemli kayıtlar olarak düşüldü. Ama Marx’ın dünya üzerinde dost ve düşman çevreler açısından muazzam bir etki yarattığı gerçeği değişmedi.
İlkay Meriç
3 Kasım 2020
Bu yıl işçi sınıfının devrimci önderi Friedrich Engels’in doğumunun 200. yılı. Kapitalizme karşı verdiği devrimci mücadele ve işçi sınıfına bıraktığı komünist mirasla ölümsüzleşen Engels, işçi sınıfının kurtuluşu davasına adadığı 75 yıllık ömrü sona erdiğinde, yoldaşı Marx’la birlikte geriye muazzam bir devrimci mücadele kılavuzu bırakmıştı. O mücadele kılavuzu, yani Marksizm, o günlerden bu yana işçi sınıfına yol göstermeye devam ediyor.
Elif Çağlı
28 Aralık 2008
Alman devriminin yiğit önderleri Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht 15 Ocak 1919’da karşı-devrimin kanlı saldırısıyla katledildiler. Ekim Devriminin önderi Lenin’i 21 Ocak 1924’te yitirdik. Türkiye komünist hareketinin Onbeşleri Mustafa Suphi ve yoldaşları ise, 28 Ocak 1921’de burjuvazinin kalleşçe planlarıyla Karadeniz’in sularında öldürüldüler.
Elif Çağlı
28 Haziran 2016
Tarihin içinden geçtiğimiz türdeki kesitleri, devrimci inanç ve iradenin, örgütsel bağlılığın sınandığı dönemlerdir. Böylesi dönemlerde, işçi sınıfının mücadele tarihindeki ilham verici örnekleri hatırlamak ve en zor koşullara meydan okuyarak devrimci yükseliş için hazırlanan önderlerden ders almak büyük bir önem kazanır.
Elif Çağlı
Şubat 2012
Kapitalizmin günümüzde yaşanan sistem krizi 1929 Büyük Depresyon dönemini bile aşan bir derinlik ve yaygınlıkta seyrediyor. İçinden geçtiğimiz dönemde özellikle belirli bölgelerde art arda patlak veren emperyalist yeniden paylaşım savaşları, “artık savaşlar dönemi geride kaldı, dünya bir barış dönemine giriyor” diyen liberallerin ipliğini iyice pazara çıkarttı.
Elif Çağlı
28 Temmuz 2009
Alt-emperyalizm konusu, emperyalizm ya da küreselleşme olgularının kavranışındaki farklılıkların uzantısı olan tartışmalı yönler içeriyor. Kapitalizmin sömürgeci aşaması ile emperyalist aşaması arasındaki ayrımın görmezden gelinmesi temel yanlışlardan biridir.
Elif Çağlı
Haziran 2014 - Ocak 2016
Elif Çağlı'nın üç makalesinden oluşan Düzenin Otoriterleşmesi broşürünü okuyucularımıza sunuyoruz. Demokrasi ve Plütokrasi; Otoriterleşme ve İdeolojik Aygıtların Rolü; Faşist Tırmanışa Karşı Mücadeleye başlıklarını taşıyan bu makaleler, günümüzde kapitalizmin ve burjuva demokrasisinin çürümüşlüğünü, bu demokrasilerin bağrından otoriter rejimlerin doğuşunu ve ona karşı mücadelenin temel önemdeki yanlarını ele alıyor.
Elif Çağlı
Ocak 2006 - Ocak 2010
Devrim ve devrimci program anlayışı temelindeki saflaşmaların günümüze dek uzanan son derece önemli siyasal boyutları mevcuttur. Örneğin uzun yıllar boyunca dünya komünist hareketinin resmi temsilcisi olarak saltanat sürmüş bulunan Stalinizm, aslında Marksist sürekli devrim anlayışının inkârı üzerinde yükselen bir karaktere sahiptir.
Elif Çağlı
Ocak 2006 - Nisan 2010
"İşçi sınıfının mücadele tarihi, yaşam çizgisini ölümüne dek devrimci temelde sürdürmeyi başaran olumlu örneklerin yanı sıra, tam bir soysuzlaşma anlamına gelen olumsuz örnekleri de içeriyor. Tarih gerçekten öğrenmek isteyenler için ibret vericidir."
Elif Çağlı, bu broşürde, reformist ve oportünist siyasal anlayışların kökeni ve günümüzdeki görünümlerini ele alıyor.
Elif Çağlı, bu broşürde, reformist ve oportünist siyasal anlayışların kökeni ve günümüzdeki görünümlerini ele alıyor.
Elif Çağlı
Aralık 2004 - Ağustos 2012
"Devrim isteyen onun aracını da yaratmak zorundadır". Elif Çağlı, beş kapsamlı makalesinden oluşan bu derlemede, işçi sınıfının devrimci partisi sorununu ele alıyor. Sınıfın devrimci örgütlenmesinin hem yerel hem de enternasyonal düzlemde inşasında izlenmesi gereken yola ışık tutuyor.
Elif Çağlı
Temmuz 2007 - Mayıs 2015
Elif Çağlı'nın üç kapsamlı makalesinden oluşan Devrimci Marksizm broşürünü okuyucularımıza sunuyoruz. İdeolojik ve teorik mücadelenin önemini vurgulayan bu makaleler, sınıf hareketinden kopuk yaklaşımların nasıl bu alanda da Marksizm dışı eğilimlere yol açtığını sergilemekte ve böylelikle sınıf temelinde bir devrimciliğin belirleyici önemine dikkat çekmektedir.
Elif Çağlı
1 Eylül 2006
Marksizmin kurucuları, dünya işçi devriminin gelişkin kapitalist ülkeleri kucaklayan sürekli devrimler sayesinde sosyalizme ilerleyebileceğini savunmuşlardı. Yaşananlar bunun doğruluğunu tersten de olsa kanıtladı. İşçi devriminin Rusya’da sıkışıp kalmasının doğurduğu sonuçlar, “tek ülkede sosyalizm” tartışması bir yana, sosyalizme geçişin temel koşulu olan devrimci işçi iktidarının uzun süre tek başına yaşayamayacağı gerçeğini gözler önüne seriyordu.
Mehmet Sinan
27 Kasım 2012
Erdoğan’ın empoze etmeye çalıştığı, dincilikle milliyetçiliği kaynaştırmaya çalışan bir ideolojidir. Peki ama bunu neden yapıyor Erdoğan? Çünkü “dinci oylar” onu başkanlığa taşımaya henüz yetmiyor da ondan! Erdoğan’ın milliyetçi söylemlerinin dozunun giderek daha da artacağını ve demokratlık gösterilerinin bir parantez olarak kalacağını şimdiden söyleyebiliriz!
Mehmet Sinan
Haziran 2005 - Temmuz 2009
Mehmet Sinan'ın iki kapsamlı makalesinden oluşan Türk Solu ve Sınıf Devrimciliği broşürünü okuyucularımıza sunuyoruz. Marksizm ve Türk Solunun İdeolojik Geleneği ve Proleter Sınıf Temelinden Yoksunluk! başlıklarını taşıyan bu makaleler, Türkiye sosyalist hareketinin doğuşu ve gelişimini ve ona damgasını basan temel siyasal-teorik eğilimleri sergiliyorlar.
Marksist Tutum
18 Aralık 2016
Elif Çağlı ve Mehmet Sinan'ın iki kapsamlı makalesinden oluşan Gelecek Sosyalizmindir broşürünü okuyucularımıza sunuyoruz. Manifesto'nun Sönmeyen Ateşi; Gelecek Sosyalizmindir başlıklarını taşıyan bu makaleler, Marksizmin doğuşunu ve kapitalizmin günümüze gelene kadarki serüvenini ele alıyor. Bu sömürü düzeninin insanlığa yaşattığı duruma ve ondan kurtuluşun temellerine ışık tutuyor.
Elif Çağlı
24 Kasım 2017
"Marksizm, insanlık tarihini bilimsel temellerde çözümleyebilmenin de yolunu açan bir dünya görüşüdür. Bu yolda ilerleyebilmek için, onun insan toplumlarının gelişim sürecine dair sunduğu tarihsel ve diyalektik materyalist bakış açısını lâyıkıyla kavramak gerekiyor." Elif Çağlı, bu broşürde, Marksizmin doğaya ve topluma yaklaşımında kullandığı tarihsel ve diyalektik yöntemi ele alıyor.
Elif Çağlı
25 Kasım 2006
Devrimci mücadelenin sorunlarına az çok aşina olan herkes, işçi sınıfı içinde çalışma iddiasında olan tüm örgüt ve çevrelerin yaşamında “küçük-burjuvalık” sorununun önemli bir yer tuttuğunu bilecektir. Küçük-burjuva düşünce, siyasal eğilim ya da davranış örnekleri karşısında, bu örgütlerden kişilere yöneltilen eleştiriler hemen hemen ortak yönler içerir. Nereden bakarsak bakalım, ele aldığımız sorun gerçektir, ciddi bir sorundur ve etki alanı geniştir.
Elif Çağlı
8 Mart 2004
Kelimenin gerçek anlamında anti-kapitalist bir gençlik hareketinin gelişebilmesi için, bugün sınıfsal ayrımları yansıtan ideolojik farklılıkların üzerinin örtülmesine değil, tam tersine ideolojik bir netleşmeye ihtiyaç var. Keskin devrimci görünen bir küçük-burjuva solculuğu öğrenci hareketindeki sekter tutumlarıyla kendini yalıtıp, izleyicisi olan genç insanları da kısa sürede yorgunlar kervanına dahil ediyor.
Marksist Tutum
Eylül 1994
Marksizmin bütünselliği içinde ulusal sorun ancak ikincil ve sınırlı bir yer tutabilir ve bunda da garipsenecek bir yan yoktur. Buna rağmen bir ulusal sorun, proletaryanın devrimci mücadelesinin çıkarları açısından çözümlenmesi gereken siyasal bir sorun olarak belirginleştiğinde, Marksizm bu soruna ilgisiz kalamazdı ve nitekim kalmamıştır da. Bu broşürde ulusal sorun konusuna ilişkin ilkesel çerçevemiz ortaya konuluyor.
Ezgi Şanlı
18 Nisan 2017
Marx’ın kızları Laura ve Eleanor, komünizmi doğrudan Marx’ın eğitimiyle öğrenmişlerdi. Onlar aynı zamanda Engels’in de öğrencileriydi. Gençliklerinin tüm enerjisini komünizm davasına hasretmişlerdi. Babalarının ölümünün ardından işçi sınıfının mücadelesine daha sıkı sarıldılar. Engels’in Kapital’i tamamlayabilmesi için ellerinden geleni yaptılar.
Serhat Koldaş
7 Haziran 2020
Tarihte gerçekleşen tüm isyanların patlak vermesine vesile olan tetikleyici bir olay vardır elbette. Ancak görünürdeki bu tetikleyici olay bardağı taşıran damladır sadece. Büyük toplumsal hareketler, sistemin çelişkilerinin, kitlelerin biriken öfkesinin sonucudur. Sosyal güvencelerden yoksun, gelecek kaygısı taşıyan yoksul kitleler için “Amerikan Rüyası”, gökdelenlerin tepesinden aşağı itildikleri bir kâbusu andırıyor.
Ziya Egeli
4 Ekim 2020
Ziya Egeli'nin işçi sınıfı ve mücadelesini anlatan şiirlerinden oluşan ikinci kitabını e-kitap formatında okurlarımıza sunuyoruz. Sorarım sana;/ Terleye terleye, / Üşüye üşüye, / Kan ter içinde kala kala, / Umudun umutsuzluğa karışa karışa, / Günlerin haftalara, haftaların aylara, / Ayların yıllara dönüşe dönüşe, / Bütün sinirlerin gerilerek / Hangi işi bitirdin bugüne dek? / Milim milim / Santim santim ilerleyerek / Halı dokur gibi yani mesela… / Halı dokur gibi sabırla.
Ziya Egeli
3 Şubat 2019
Ziya Egeli'nin işçi sınıfı ve mücadelesini anlatan şiirlerinden yaptığımız bir derlemeyi e-kitap formatında okurlarımıza sunuyoruz. Biz / Yeni bir dünya kuracağız / Yeni / Yepyeni bir dünya / Yağmurlarda yıkanıp / Güneşte kuruyacağız / Göklerle dost / Yıldızlarla kardeş olacağız
Bir Öz Yaşam Öyküsü
Mary Harris Jones
1925
İşçi sınıfı mücadele tarihinde haklı bir yer etmiş Jones Ana’nın mücadele deneyimleriyle dolu öz yaşam öyküsü hiç şüphesiz dünya işçi sınıfı yazınının anlamlı bir parçasını oluşturmaktadır. O nedenle sadece tarihsel değil, günümüz kapitalizminin dayattığı koşullar açısından güncel bir anlamı da olan bu öz yaşam öyküsünü Türkçeye kazandırmanın ve okuyucuya sunmanın Türkiye’deki işçi sınıfı yazınına ve mücadelesine bir katkı olacağını düşündük. 27 bölümden oluşan bu öz yaşam öyküsünü parça parça yayınlıyoruz.
Marx'ın sözcükleriyle Kapital özeti
Otto Rühle
8 Ocak 2005
"Bu kitap, Marx’ın ekonomik öğretisinin temellerini Marx’ın kendi sözleriyle özlü bir biçimde ortaya koymaktadır. Her şeyden önce, halen hiç kimse emek değer teorisini Marx’tan daha iyi açıklayamamıştır. Kapital’in birinci cildinin –Marx’ın tüm ekonomik sisteminin temeli– özeti bay Otto Rühle tarafından, büyük bir dikkatle ve derin bir görev bilinciyle yapılmış. ... Aynı zamanda bay Rühle, özetin bütünlüğünü olduğu kadar bilimsel analizin gelişimindeki sürekliliği de korumak için herşeyi yaptı. Mantıksal çıkarımlar ve diyalektik düşünce geçişleri, inanıyoruz ki hiçbir noktada ihlâl edilmemiş." (Troçki)
Lev Troçki
1925_1940
Marksizmin yıldızı sönükleştirildiği ölçüde parlayan Maoculuk, yalnızca kendisini Maocu diye adlandıranlar tarafından Marksizmin en modern uyarlaması olarak pazarlanmakla kalmadı, aynı zamanda özellikle “üçüncü dünya”da yarattığı etki sebebiyle dolaylı olarak da olsa tüm komünist hareketin gündemine girdi. Bu sızma, kendisini Maoculuk karşıtı olarak ifade eden geçmişin Sovyet bürokrasisi ve onun destekleyicilerinden, küçük-burjuva milliyetçi hareketlere, Stalinist popülizme kadar uzanan ve dahası devrimci Marksist hareketin küçük-burjuva solculuğuna uyarlanmış kesimlerini de içeren geniş bir yelpazenin ortak paydasını oluşturmuştur.
Lev Troçki
Ekim 1909
1905 Rusya’sı, 2000 yılında hâlâ demokrasiye geçişi tartışan Türkiye’deki okuyucuya çok tanıdık gelecektir. Burjuvazinin ödlekliği, küçük burjuvazinin kararsızlığı, önderlikten yoksun işçiler, gericiliğin iktidarı elden kaçırma korkusuyla ve günü kurtarma güdüsüyle izlediği dargörüşlü politikalar, ikiyüzlü entelijensiya, ters rüzgârlar esmeye başladığında “Çar”ın karşısında el etek öpmek için yarışan profesörler, her an en koyu muhafazakâr kesilebilecek kadar “liberal” olan “brifing” gazetecileri … Doksan beş yıl geçmiş olmasına rağmen, bütün bunlar bizim hiç de yabancısı olduğumuz olgular değil. Dolayısıyla çıkarılan derslere de ilgisiz kalınamaz.
Komintern Program Taslağının Eleştirisi
Lev Troçki
Haziran 1928
"Bu kitap, birbirlerinden bağımsız olmakla birlikte ayrılmaz bir bütünlük oluşturan dört bölümden oluşmaktadır: Çalışmanın bütünü Komünist Enternasyonal’in temel sorunlarına adanmıştır ve Komünist Enternasyonal’in faaliyetlerinin bütün yönlerini, programını, strateji ve taktiklerini, örgütlenmesini ve önder kadrolarını kapsamaktadır. Öte yandan kitap, Sovyetler Birliği’nin hükümet partisi olan ve Komünist Enternasyonal’in başlıca partisi olarak her bakımdan belirleyici bir rol oynayan Sovyet Komünist Partisinin, Lenin’in hastalığı ve ölümüyle başlayan son dönemdeki iç hayatının bir eleştirisini de içermektedir. Böylelikle kitap, umuyorum ki, yeteri kadar uyumlu bir bütün oluşturmaktadır."(Lev Troçki)
Marksist Felsefe ve Modern Bilim
Alan Woods - Ted Grant
Mayıs 1995
Marksizmin felsefesi olan diyalektik materyalizmin gözden geçirilmesiyle işe başlıyoruz. Bu temel önemdedir, çünkü Marksizmin yöntemidir. Tarihsel materyalizm, bu yöntemin, insan toplumunun gelişiminin incelenmesine uygulanışıdır; emek-değer teorisi, aynı yöntemin ekonomi alanına uygulanmasının bir sonucudur. Marksizmi kavramak diyalektik materyalizmi kavramaksızın mümkün değildir.