Tüm bunlar emekçilerin öfkesini arttırırken, Thiers’in Ulusal Muhafızın elindeki ağır silahları ve topları toplatma kararı alıp 18 Martta askeri birlikleri Paris’e göndermesi her şeyin üstüne tüy dikmiş oldu. Burjuvazi silahlı işçileri büyük bir tehdit kaynağı olarak görüyor ve derhal silahsızlandırmak istiyordu. İşçilerse ne silahlarından ne de Paris’ten vazgeçme niyetindeydiler. Thiers’in bu kararını bir savaş ilanı olarak görmüş ve “davet”e icabet etmişlerdi!
Enternasyonal üyesi bir Komünar olan Lissagaray, kaleme aldığı Komün tarihinde 18 Mart sabahına dair şu enstantaneyi aktarmaktadır:
O saatlerde varoşlar yeni uyanıyor, dükkânlar yeni açılıyordu. İnsanlar sütçülerin, şarap satıcılarının çevresinde alçak sesle birbirleriyle konuşuyorlar, duraklayan ticaretten, askıya alınan siparişlerden, ürkütülüp kaçırılan sermayelerden söz ediyorlardı. Çevrede askerler ve mitralyözler ve duvarlarda, altında Thiers’in ve bakanlarının imzalarının bulunduğu afişler vardı: «Paris sakinleri, hükümet sizin çıkarlarınız için ne gerekiyorsa yapmaya kararlıdır. İyi yurttaşlarımız kötülerden ayrılsınlar, bize yardımcı olsunlar. Böylece bizzat Cumhuriyet’e hizmet etmiş olacaklardır.» Ve son cümleler 51 Aralığından alınmıştı: «Suçlular adalet önüne çıkarılacaktır. Düzen, ne pahasına olursa olsun, bozulmaz bir biçimde hemen ve tamamen yeniden sağlanacaktır.» Düzenden söz ediyorlardı; kan akacaktı.
link: Marksist Tutum, Paris işçileri göğü fethe çıkıyor!, 19 Mart 2021, https://marksist.net/node/7298