SSCB’nin yıkılmasıyla birlikte burjuva egemenler “sosyalizm öldü!” propagandasıyla kapitalizmi ölümsüz ve alternatifsiz bir sistem olarak ilan ettiler. Barışın, demokrasinin, refahın önünde hiçbir engel kalmadığını söylediler. Gençleri hedef alan burjuvazi, gençlere önce tarih bilincini kaybettirmeye girişti. Gençlerin dünyasını pembe hayallerle kuşattı; bireysel kurtuluşu, sınıf atlama hayalini yüceltti. X, Y, Z gibi kuşaklar ortaya atarak ayrıştırma yaratmaya, mücadele etmenin modasının geçtiğine ikna etmeye çalıştı. Öte yandan geleceğin gençlerin ellerinde olduğunu, başarılı olmak için çok çalışmaları gerektiğini, iyi okullarda, iyi bölümlere girmeleri gerektiğini söylediler. Okullara getirdikleri CEO’larla, birkaç burjuva ailenin çocuklarını örnek gösterip “siz de olabilirsiniz” yalanları sıraladılar. Burjuva çocuklarına kıyasla iyi bir eğitim alamayan, özel okullara gidemeyen, özel dersler alamayan genç nesiller yarış atı gibi koşturuldu. Kendi sınıfından olan arkadaşlarını rakip olarak görmesi sağlandı, sınıf bilinci unutturuldu. Oysa gerçeklik onların yansıttığı gibi değildi. Emekçi çocuklarının Bill Gates gibilerin, Elon Musk gibilerin, Koçların, Sabancıların yanına yaklaşması dahi mümkün değildi. Bu sistem başarılı olabilmek için senelerce gece gündüz ders çalışan, sınavlara giren ve sosyal hayatlarından kısan gençlere vaat ettiklerini veremedi. Gençler diplomalı işsizlere dönüştü ve adeta birer “ev genci” oldu. Eğitimini aldıkları mesleklerde iş bulamayan gençlere iş beğenmedikleri söylendi. Pek çok genç sistemin dayattığı eğitimlerde, sınavlarda ve çalışmalarda başarısız olduklarında sorunun kendileri olduklarına inandırıldı. Gençler kendilerini yetersiz, beceriksiz ve başarısız olarak görmeye başladı. Günümüze geldiğimizde durum daha da vahim bir hal alıyor. Gençler yarış atı gibi koşturulmaya, sınıf kardeşlerini rakip olarak görmeye, uzun seneler okuduktan sonra eve mahkûm kalmaya devam ediyorlar. Türkiye’den örnek verecek olursak birçok genç geleceğinden umutsuz. Kapitalist sistem gençlere bir gelecek sunamıyor. TÜİK’in en son açıkladığı verilere göre Türkiye’de 2 milyondan fazla genç ne okuyor ne de çalışıyor. Bu rakamın gençlik içindeki oranı ise %22,5 olarak belirtiliyor. Hayat pahalılığı, işsizlik, gelecek kaygısı gençleri depresyona ve umutsuzluğa sürüklüyor. Kimi genç ise kurtuluşu yurtdışına gitmekte arıyor. Oysa oradaki gençlerin durumu da Türkiye’den çok farklı değil. Dünyada genç işsizlik oranları bu konuyla ilgili bir ipucu veriyor: Verilere göre genç işsizlik oranı İtalya’da %23, İsveç’te %22, Romanya’da %22, Portekiz’de %20, Hırvatistan’da %19 ve Lüksemburg’da %19 olarak belirtiliyor. Tek sorun işsizlik de değil üstelik. Yürüyen emperyalist savaş nedeniyle dünya büyük bir göç sorunuyla karşı karşıya. Yurdundan göçmek zorunda kalan milyonlarca genç hayata tutunmaya çalışırken gittikleri ülkelerde hor görülüyor, dışlanıyor. Dünyada yükselen otoriter rejimlerin körüklediği yapay kutuplaşma gençler arasında da yankı buluyor. Uzun lafın kısası kapitalizm gençliğe bir kurtuluş kapısı sunmuyor, tam tersine gençliği bir kıskaca hapsediyor. Bu durum karşısında gençler bir çıkış yolu arıyorlar. Kapitalizmin gençlere vaat edebilecek bir şeyi olmadığının farkına varan gençler kurtuluşun kapitalizmden kurtulmak olduğunu kavramaya başlıyor. Dünyanın birçok yerinde savaşlara, yoksulluğa ve hak gasplarına karşı yaşanan eylemlerde gençlerin sayısı artıyor. Evet belki hâlâ sınıf bilincine tam olarak sahip değiller, ama bu doymak nedir bilmeyen kapitalist sistemin sömürü ve saldırganlıkları gençleri başka bir sistem arayışına itiyor. Marksist Tutum okuru gençler olarak biliyoruz ki gençliğin enerjisi, heyecanı ve mücadele coşkusu her geçen gün artmaya devam edecek. İşçi sınıfının saflarında yer alan gençler olarak bu zor günlerde aynı heyecan ve enerjiyle sarılmalıyız sosyalizm mücadelemize. Sözlerimize Elif Çağlı’nın Marksizm ve Gençlik yazısında söylediği gibi son verelim isteriz: “Kapitalizmi aşarak sınıfsız ve sömürüsüz bir toplum yolunda ilerlemeye azimli devrimci proletaryanın tarihsel mücadelesi onlara sesleniyor: Marksizmle aydınlan! Örgütlü devrimci mücadeleyle kenetlen!”