Tarih boyunca yazılmış sayısız roman, destan, şiir, bestelenmiş sayısız müzik, çizilmiş sayısız resim ve insan emeğinin ürünü olan her şey… Onları üreten insanların eyleme geçme fikri, yani o ilk adım olmasaydı nasıl ortaya çıkardı? Mesela Nâzım şiirleri için kalemi eline hiç almasa, Kapital Marx için kendi kafasındaki fikirlerden ibaret olarak kalsa ya da Amerikan işçi sınıfı 8 saatlik işgünü için meydanlara çıkıp o ilk adımı atmasa ve insan merakını, heyecanını yok sayıp, önyargılarını kıramayıp o ilk adımı atmasa muhtemelen dünyamız bugünkünden çok daha kötü bir halde olacaktı. Önümüzde işçi sınıfının bir araya gelip taleplerini haykırması için yılın diğer 364 gününden farklı, paha biçilmez olan 1 Mayıs, yani işçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü var. Faşist rejimin grevleri yasakladığı, greve çıkan insanlara polis şiddetiyle karşılık verdiği, ekonomik krizin tüm bedelinin işçi sınıfına ödetildiği şu günlerde işçi sınıfı olarak 1 Mayıs meydanlarına akın edip birlikte taleplerimizi haykırmalı, bu diktatörlüğe hep birlikte karşı koymalıyız. Fakat işyerinden, okuldan veya mahalleden insanları 1 Mayıs’a davet ettiğimizde veya bununla ilgili bir konu açtığımızda genel olarak insanların korkularıyla karşı karşıya kalıyoruz. Ömründe hiç 1 Mayıs’a katılmadığı için o insanın 1 Mayıs hakkındaki bilgisi, medyanın ona sunduklarıyla sınırlı kalıyor. Medya ise egemenlerin kontrolünde olduğundan 1 Mayıs’ı “olayların çıktığı” ve polisin eylem yapan insanlara saldırdığı bir gün olarak yansıtıyor. Kısacası medyada gösterilmek istenen gösteriliyor. İşte tam olarak burada bize büyük bir görev düşüyor: Korku ve önyargıyla sarmalanmış o insana doğru yolu gösterebilmek, o ilk adımı atmasını sağlayabilmek bizim için çok önemli. İşte o ilk adımı atan kişi kendini büyük bir dayanışmanın ve sınıf mücadelesinin içinde buluyor. Yaşadığı sorunları o meydanda korkusuzca diğer işçi kardeşleriyle birlikte haykırıyor ve en önemlisi de örgütlü bir mücadelenin nasıl olduğunun farkına varıyor. İşte bu yüzdendir ki insanları 1 Mayıs’a davet ederken bir elinden siz tutun, gerekirse o ilk adımı birlikte atın ama yeter ki o adımı atın, attırın. Sınıfsız, sınırsız ve sömürüsüz bir dünya dileğiyle, hepinizin 1 Mayıs’ı kutlu olsun.