
Eyy sevdiğim!
Her gün
Her saat yüzümü döndüğüm kıblem.
Yüreğim coşkun bir sel gibi çırpınıyor sensizliğinde,
Gel.
Hasretin amansız bir yel gibi kırıyor dallarımı,
Gel!
Gelirken gülüşlerini de getir.
Yüzündeki ince çukuru,
Çağlayan köpüğü dişlerini,
Yarım kalmasın diye kavgamız,
Yere göğe sığdıramadığımız düşlerini de getir
Onlar götürecek bizi kâbemize.
Bu düzen bize göre değil sevdiğim.
İnsanın insanı yediği bu düzene alışmak,
Düşlerimiz olmadan yaşamak bize göre değil.
Burada çoluk çocuk aç.
İnsan insana kul
İnsan insana esir.
Eğer gülüşlerini getirmezsen sevdiğim;
Belki de bin asır burada kalırız.
Allah göstermesin ama sevdiğim,
Belki de burada ölürüz.
Aman ha selvi dalım!
Aman ha taze sürgünüm!
Sonrası cehennem,
Sonrası feryadı figan, sonrası yaşamak değil, bilirsin.
Unutma gülüşlerini
Söyle yüreğine onları da getirsin.
Yüzündeki ince çukur gelir senle nasılsa.
Çağlayan beyazı dişlerin gelir.
Gözlerinin karası, dudaklarının kıvrımı, beyaz ellerin gelir.
Sen,
Peşine takılıp
Dağ deniz gideceğimiz düşlerini getir sevdiğim.
Sen
Neyimiz var neyimiz yoksa
Feda edeceğimiz düşlerini getir.
Sen,
Can suyumuz,
Umut pınarımız,
Gün ışığı gülüşlerini getir...