
Ceza talep ediyorum, Bugün tok olanlara, sefa sürenlere, Milyonların ekmeğini hangi acılarla kazandığını Bilmeyenlere, hissetmeyenlere Neşeli bir yüz Neşeli bir gülüş görürsem Acı çekiyorum Zira yoksulluğa ve bilgisizliğe Mahkûm olanlar Gülmeyi ve neşeyi bilmezler. Bütün dertleri, Bütün gizli ve acı gözyaşlarını Tokların vicdanına yüklemek istiyorum Ve yaptıkları her şeyin intikamını almak (Rosa Luxemburg’un henüz lisede okurken Lehçe kaleme aldığı bir şiir) Rosa Luxemburg’un söylediği gibi, ben de bütün acı gözyaşlarının, haksızlıkların, umutsuz ve mutsuz her bakışın ve egemenlerin yaptıkları her şeyin hesabını sormak istiyorum. Hakları gasp edilen, saatlerce çalıştırılan biz emekçiler nasıl gülebilir, neşeli olabiliriz? Oysa işçinin emeğiyle kurulan, güzelleşen bu dünyada neşeyi hak eden bizleriz. Zannetmesinler ki hep böyle gidecek. Bizler, bu düzenin sefasını sürenlere, emeğin kaynağının kim olduğunu hatırlatmayı da biliriz. İşçi sınıfının bugüne ışık tutan tarihi bizlere yol gösteriyor. O ışıkla mücadele etmeyi sürdürüyoruz. Ve elbet bir gün işçi sınıfı bugüne kadar kendisine yaşatılanların hesabını soracaktır. Bugün karanlık zamanlardan geçsek de elbet bir gün güneş doğacak. Sefa sürenler elbet hesap verecek. Onlar her ne kadar pervasız olsalar da içimizdeki mücadele azmi onları yenecek. Bir gün filizlenecek menekşelerimiz. İnancımız ve mücadelemizle, işçi sınıfı yok edecek bu köhne düzeni. Yeni bir dünya özlemiyle yüreklerinizdeki ateşe selam olsun. Bu mücadelede Ekim Devriminin önderi Lenin, Alman işçi sınıfının önderleri Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht, Mustafa Suphi ve on beş yoldaşı bizlere ışık tutuyor. Dört yıldızı ölüm yıldönümlerinde saygıyla anıyoruz. İşçi sınıfının mücadelesinde bizlere bıraktığınız deneyimler sayesinde güç ve cesaret kaynağımız sizlersiniz.