GENERALİM TANKINIZ NE GÜÇLÜ
Tankınız ne güçlü generalim,
Siler süpürür bir ormanı,
Yüz insanı ezer geçer.
Ama bir kusurcuğu var;
İster bir sürücü.
Bombardıman uzağınız ne güçlü generalim,
Fırtınadan tez gider, filden zorlu.
Ama bir kusurcuğu var;
Usta ister yapacak.
İnsan dediğin nice işler görür, generalim,
Bilir uçurmasını, öldürmesini, insan dediğin.
Ama bir kusurcuğu var;
Bilir düşünmesini de.
MODERN DESTAN
Akşam savaş alanına inince
Düşman yenilmişti.
Çınlayarak telgraf telleri
Haberleri ötelere iletti.
Bir ucunda dünyanın kabardı o zaman
Bir bağrış ve parçalandı gökkubbede
Azgın ağızlardan taşan
Ve delice göğe kabaran bir çığlık.
Soldu sarardı ilenmekten bin dudak.
Bin yumruk vahşi bir öfkeyle sıkıldı.
Ve öbür ucunda dünyanın
Sevinç çığlıkları parçalandı gökkubbede
Bir şehvet kutlaması bir kudurma bir tepinme
Dolu bir soluma ve göğüs germe.
Eski duayı deşti durdu bin dudak
Bin el inanla kavuştu ve sonsuz.
Gecenin ileri bir saatinde
Söylüyordu telgraf telleri
Savaş alanında kalan ölüleri…
İşte o an, dostun düşmanın sesi kesildi.
Yalnız analar ağladılar
Orada –ve burada.