
Asgari ücret zammı geçtiğimiz günlerde belli oldu. Ocak ayından itibaren asgari ücret, asgari geçim indirimi de dâhil 774 lira, yılın ikinci altı ayında ise 804,70 lira olarak belirlendi. Bu rakam, asgari ücretle çalışan milyonlarca işçinin sosyal, kültürel gereksinimlerini bir kenara bırakalım, barınma, beslenme ya da sağlık gibi en temel ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde bile değildir. Asgari ücretle çalışan milyonlarca işçi, gelirlerini temel ihtiyaçlarını karşılayacak bir düzeye yükseltebilmek için günün yarısından fazlasını çalışmak zorunda kalıyor, yine de yükseltemiyor. Uzayan işgünü, insanı tüketen fazla mesailer, artan iş temposu ve yükü, milyonlarca işçinin hayatını zehir ediyor. Güvencesiz-esnek çalışma, taşeronlaştırma alabildiğine yaygınlaştırılıyor. Tüm bu kötü çalışma koşullarının dayatılmasının üstüne, belirlenen asgari ücret işçilerle alay etmekten başka bir şey değildir. Asgari ücret, bir ülkede genel ücret düzeyini belirleyen taban ücreti oluşturur. Sendikalı, sendikasız, hangi sektörde çalıştığı fark etmeksizin milyonlarca işçi için asgari ücret en büyük toplu sözleşme demektir. Bu açıdan yalnızca asgari ücretle çalışanları değil tüm işçileri ilgilendirmektedir. Fakat asgari ücreti konunun muhatabı olan işçiler değil, işçi sınıfından fizan kadar uzak olanlar belirlemektedir.