Sıra Kimde İnisiyatifi “KCK oprerasyonu” adı altında tutuklanan Ragıp Zarakolu, Büşra Ersanlı, Kemal Seven, Mustafa Avcı ve diğer tutuklular için bir basın açıklaması ve yürüyüş eylemi gerçekleştirdi. 4 Kasım günü Galatasaray Lisesi’nin önünde toplanan ve çeşitli siyasi kurumlardan oluşan kitle, Taksim tramvay durağı istikametine doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca sık sık “Yaşasın Halkların Kardeşliği”, “Susma Haykır, Halklar Kardeştir”, “Zindanlar Yıkılsın, Tutsaklara Özgürlük”, “İçerde Dışarıda, Zindanları Parçala”, “Hepimiz Kürdüz, Hepimiz BDP’liyiz”, “Yaşasın Devrimci Dayanışma”, “Biji Bıratiya Gelan”, “Gün Gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek!” sloganları haykırıldı. Son KCK davası kapsamında tutuklanan 47 kişinin arasında bulunan yazar Ragıp Zarakolu, BDP Anayasa Hazırlık Komisyonu üyesi Profesör Büşra Ersanlı ve Kemal Seven, BDP’nin Siyaset Akademisi’nde ders verdikleri ve açılış etkinliğine katıldıkları için 28 Ekim gecesi gözaltına alınıp tutuklanmışlardı. Bu tutuklamalara karşı Taksim’de bir araya gelen kitle basın açıklaması yaptı. Açıklamada şunlara değinildi: “AKP hükümeti ‘özel yetkili’ mahkeme ve savcıları, komplocu polisiyle siyasete kelepçe vurmaya devam ediyor. Yüzlerce Kürt siyasetçisi ‘KCK operasyonu’ adı altında gözaltına alınıyor. Toplumla Mücadele Yasası olan ‘TMY’ dayanak yapılarak tutuklanıyorlar. AKP hükümeti bir taraftan BDP’yi yeni anayasa çalışmalarında yer almaya çağırırken, diğer taraftan anayasa ve pek çok konuda bilimsel araştırmalar yapan, dersler veren BDP Anayasa Komisyonu üyesi Büşra Ersanlı’yı tutukluyor. Dünya çapında konferanslara katılmaya hazırlanan Ragıp Zarakolu’nun bu konferanslara katılmasına izin verilmiyor. BDP binalarına hukuk dışı biçimde gizlice konulan dinleme cihazlarıyla, yapılan ortam dinlemeleri çarpıtılarak siyaset hakkı fiilen engelleniyor. BDP’nin PM üyeleri, İstanbul il, ilçe yöneticileri tutuklanıyor. Aydınların tutuklanmasıyla topluma korku ve sindirme mesajı verilmek isteniyor. Başbakan Erdoğan, bu saldırılara karşı duran herkesi ‘kendilerini gözden geçirsinler’ diyerek tehdit ediyor. Zalimlerin zulmü arttıkça sonları da yaklaşacaktır.” Basın açıklaması sırasında “TMY Çöpe, Tutsaklara Özgürlük!” sloganı atıldı. SDP İstanbul İl Binasının “Devrimci Karargâh Örgütü” adına provokatif eylem hazırlığında bulunmak iddiasıyla basılmasına da değinilen basın açıklamasında şöyle devam edildi: “AKP eliyle yürütülen ve esas olarak emek, barış, demokrasi ve özgürlükten yana toplumsal muhalefet kesimlerinin tasfiyesini hedefleyen bu operasyonlarla bir kez daha görüldü ki; AKP muhalif olanı ‘terör konseptine’ sokarak saldırıyı büyütmektedir. Terörle Mücadele Yasası her türlü demokratik hak ve özgürlüğün önünde dikilmiş bir engeldir. TMY ile anayasada tanınan haklar bile askıya alınmaktadır. TMY denilen bu zorba yasa yerli yerinde durdukça en demokratik anayasa bile hükümsüzdür. TMY’nin kaldırılmasını, Özel Yetkili Mahkemelerin lağvedilmesini ve tüm politik tutsakların serbest bırakılmasını istiyoruz”. Diğer taraftan Kürt coğrafyasındaki askeri operasyonlara da değinilen açıklama şöyle devam etti: “Kazan Vadisi’nde inceleme yapan insan hakları kuruluşları, Malatya’da Adli Tıp morgunda cansız bedenleri yatan Kürt gençlerinin kimyasal silah ve napalm bombalarıyla öldürüldüğünü ve cansız bedenlerine de işkence yapıldığını, orada uluslararası savaş hukukunun ihlal edildiğini saptadı.” Ayrıca “Baskılar, gözaltılar ve tutuklamalar terörüne rağmen halklarımızın barış ve özgürlük için yürüttüğü mücadele sürecektir. Kürt sorununun demokratik çözümü için, barışın tutarlı savunucusu olmak suç ise bu suçu işlemeye devam edeceğiz. Asla diz çökmeyeceğiz. Hesap soracağız. Özgürlük ve adaleti sokakta kazanacağız!” denildi ve eylem sloganlarla sona erdi.