
Dünyanın dört bir yanında işçi sınıfı “birlik, mücadele ve dayanışma günü” olan 1 Mayıs’ta alanlara çıktı. Ülkeleri, dilleri ve renkleri birbirlerinden farklı olsa da, işçi sınıfı omuz omuza, kol kola, coşkuyla ortak taleplerini haykırdı, sloganlarla meydanları inletti. Kadını ve erkeğiyle, genci ve yaşlısıyla sokaklara akan işçiler, kapitalist sisteme olan öfkelerini dile getirdiler. Asya’dan Afrika’ya, Amerika’dan Ortadoğu’ya her yerde, “varım, vardım, var olacağım” dediler. İşçi sınıfı yürüdü, mücadele türküleri söyleyerek. Milyonlarca insanın ölmesine neden olan emperyalist savaşlara dur demek için yürüdü. Kapitalist krizin faturasını ödememek için yürüdü. İşten atmaların, hak gasplarının önüne geçmek için yürüdü. Düşük ücretlere, uzayan çalışma saatlerine karşı koyabilmek için yürüdü. Doğayı ve insanlığı katleden nükleer santrallerin kapatılması için yürüdü. İşsizliğe, açlığa yoksulluğa, adaletsizliğe “artık yeter” demek için yürüdü. Bütün kıtalarda işçi sınıfı, sıkılı yumruklarını havaya kaldırıp, eşitlik, özgürlük, kardeşlik sloganlarını haykırarak yürüdü. Yürüdü işçi sınıfı sınıfsız, sömürüsüz, barış ve özgürlük dolu bir dünya kurmak için.