sınıf mücadelesinde Marksist Tutum sitesinde yayınlanmıştır (https://marksist.net)

Anasayfa > Newroz’da Devlet Terörü

Newroz’da Devlet Terörü

Gazi Mahallesinden bir kadın işçi, 27 Mart 2008

image005_0.jpg

2008 Newroz’u TC’nin Kürtlere yönelik geleneksel inkâr ve baskı politikalarının bir kez daha iflasını ortaya koydu. TC, Kürtleri asimile etmek ve zorla “Türk” kimliğini benimsetmek için neler yapmadı ki! Dillerini yasaklamaktan zorunlu iskân politikalarına, katliamlarla bastırılan isyanlardan beyin yıkamaya, gerici aşiretlerle işbirliğinden dini kullanmaya kadar tüm yollar denendi. Binlerce köyün boşaltılmasından, 40 bin insanın öldüğü kirli savaşa kadar her tür yöntem meşru görüldü. Ancak son 25 yılda gelişen isyan hareketi, 2008 Newroz’unda dört parçaya bölünmüş Kürt coğrafyasında yaklaşık 4 milyon insanın sokaklara dökülerek kimliğini ve taleplerini dünyaya haykırdığı bir evreye ulaştı. Ancak egemenler mevcut statükoyu sürdürebilmek uğruna baskı ve yalan çarklarını döndürmeye devam ediyor. Bir yanda Kürtleri ezme politikası üzerinden statüko ile uzlaşarak kendine alan açmaya çalışan AKP ve onun etrafında kümelenen sermaye çevreleri, diğer yanda ise milliyetçi gericiliği pompalayarak iktidarını korumaya çalışan sivil-asker bürokrasi var. Ortadoğu ve Kafkaslara yönelik emperyalist paylaşım hesapları, TC egemenlerinin uluslararası arenada da sömürgeci politikalarına yandaş bulabilmek üzere kirli pazarlıklara girişebilmesine olanak tanıyor. Sömürgeci ve inkârcı politikaların devam edebilmesine zemin hazırlayan bu uğursuz denklem, işçi ve emekçi kitlelerin devrimci örgütlülükten ve bilinçten yoksunluğu ile tamamlanıyor.

image001_1.jpg

Bu olumsuz koşullara karşın Kürt kitlelerin uluslaşma mücadelesi milyonlarca Kürdün desteği ile gelişmeye devam ediyor. Kıyıcı Türk burjuvazisi sınır içinde ve dışında Kürt isyancıların üzerine bombalar yağdırıyor. Son sınır ötesi işgal girişiminde de umduğunu bulamayan ve ciddi bir yenilginin eşiğinden dönen devletin, kutlamalara izin vermediği yerlerde Kürtler yasaklara rağmen Newroz’u kutladı. TC, 2008 Newroz’unda Van, Siirt, Hakkari ve Yüksekova başta olmak üzere pek çok il ve ilçede Newroz kutlamalarına katılan Kürt halkına saldırdı. 1000’e yakın insan gözaltına alınırken 200’e yakın kişi tutuklandı. Devletin saldırganlığı gözaltı ve tutuklamalarla sınırlı değildir. Halka silah sıkan devlet 4 kişiyi katletti, 15’i ağır yüzlerce kişiyi yaraladı. Devlet halka saldırmak için diğer illerden Kürt illerine getirdiği takviye polis güçlerini ve jandarmayı kullandı. Kitlelerin üzerinde uçuş yaparak taciz eden uçak ve helikopterler eksik olmadı.
Yüksekova’da polis, kadınları çembere alıp üst üste yığarak vahşice tekmeledi ve copladı. Onlarca Kürt hastanelik edilene kadar kıyasıya dövüldü. Hastaneleri ve evleri basan polis vahşette sınır tanımadı.

image003_2.jpg

Hakkâri’de kameraya yansıyan görüntüler ise egemenlerin zalimliğinin boyutlarını bir kez daha belgeliyordu. Polis sokak ortasında ve kameraların önünde 15 yaşındaki C.E.’nin kolunu tarifsiz bir canilikle ve soğukkanlılıkla dirseğinden kırdı. Kolun kırılma sesi ve görüntüsü tüm açıklığı ile kameralara yansıdı. Çocuklara sokak ortasında acımasızca ve pervasızca üstelik kameralara poz vererek işkence yapan TC devletinin, barış isteyen, halkların kardeşliğini haykıran ve demokratik taleplerini dile getiren Kürtlere yanıtı gayet açıktır: İşkenceye, zulme, inkâra ve kirli savaşa devam! Aynı görüntüler adeta Kürt halkının da TC’ye cevabını gösteriyordu. Kırılan kolun çatırtılarını duyduk ama o Kürt çocuğunun bağırdığını veya ağladığını duymadık, diz çöktüğünü görmedik. 15 yaşındaki Kürt gencinin yüzü acıyla doluydu ama gıkını bile çıkartmadı. Acı ile gerilen yüzü Kürt halkına onlarca yıldır çektirilen zulmü özetliyordu. Acıya teslim olmayan o küçük bedeni ise Kürt halkının direncini haykırıyordu.
Sokak ortasında işkence yapanların yargılanmadığını söylemeye bile gerek yok. Deşifre olan işkenceciler evlerinden taşınarak kendilerini korumaya almaya çalışıyorlar. Çocuk ise tutuklandı ve ailesine gösterilmiyor. Tayyip Erdoğan Güney’e yönelik saldırı sürecinde “bedeli neyse öderiz” diyerek babalanıyordu. Ancak kirli savaşa sürülen gençler emekçi halkın çocuklarıdır ve Tayyip Erdoğan kirli savaşın diyetini emekçi çocuklarına ödetmektedir. Kendi çocukları için ödediği bedel herhalde çocuklarına alınan milyon dolarlık gemilerin faturası olsa gerek. Bu bedeli de kendi alınteri ile ödemediği malûmdur. Dünya çapında ve Türkiye’de kapitalist ekonomi büyük bir krize girmiştir. Aralarında iktidarı paylaşma kavgasına tutuşan TC egemenleri her gün birbirlerinin kirli çamaşırlarını ortaya dökmekte, birbirlerine karşı yeni hamleler geliştirmekte ve siyasi kriz derinleşmektedir. Generali, savcısı, valisi, polisi, burjuvası ve politikacısıyla bu düzen çürümüş ve miadını çoktan doldurmuştur. Sahtekârlık, ikiyüzlülük, yalan, sömürü, iş cinayetleri, işsizlik, yoksulluk, işçi haklarının gaspı, mezarda emeklilik, kuralsız çalıştırma, kirli savaş, şovenizm, inkâr, işkence, baskı, katliam… Üzerinde yaşadığımız topraklarda kapitalizmin bize sundukları bunlardır. Emekçi kitlelere çektirilen eziyete son vermek, işçi sınıfının bilinç ve örgütlülüğüne bağlıdır.

27 Mart 2008
Newroz
Share

Kaynak URL:https://marksist.net/okurlarimizdan/newrozda-devlet-teroru?qt-diger_makaleler=0