Bugün 13 süper zenginin toplam servetinin (38,9 milyar dolar) nüfusun yarısının sahip olduğu toplam zenginlikten (38,5 milyar dolar) daha fazla olduğu bir Türkiye’de yaşıyoruz. Bir avuç zengin terazinin bir kefesinde, milyonlarca yoksul emekçi terazinin diğer kefesinde. Yoksullar kefesindeki insan sayısının sürekli arttığını iktidar sözcüleri de itiraf ediyorlar. Eski Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın 2023 yılı bütçe sunuş konuşmasına göre 2022 yılında 84,6 milyonluk Türkiye nüfusunun 60 milyonu ekonomik ve sosyal yardım alabilmek için “Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi”ne kayıt yaptırdı. Bu sayı 2014’te 30,5 milyon, 2021’de 57,5 milyon kişiydi. Toplumsal gelir eşitsizliğinin ve toplumun önemli bir kesiminin sosyal yardımlara muhtaç kılınması bakan tarafından “hizmet” olarak sunulmaktadır.
AKP iktidarı işçi sınıfına yönelik saldırılarını aralıksız sürdürürken, milyonlarca emekçiyi adeta dilenciye dönüştürdü. Düşük ücretlere, güvencesiz çalışmaya, yoksulluğa, açlığa mahkûm edilen emekçiler, yıllardır hayatta kalabilmek için AKP’nin vermekle övündüğü sosyal yardımlardan yararlanabilmek umuduyla çeşitli kurumların kapısında sıraya girmek zorunda kalıyorlar.
Kapitalistler kitlelerin öfkesinin önünü kesmek için sosyal devletten, sosyal hizmetlerden bahsederler. Sosyal devletin her zaman işçisinin, emekçisinin, halkının yanında olduğunu söylerler. Buna göre “sosyal devlet”, yurttaşların tümüne asgari gelir güvencesi, sosyal güvenlik olanağı, eğitim, sağlık, barınma gibi hizmetlerin sunulmasını ifade etmektedir. Oysa AKP iktidarının pek övündüğü yardımlar, devletin sunması gereken bu hizmetlerin yanında devede kulak kalmakta, üstelik ihtiyaç sahiplerinin sayısı sürekli artmaktadır. AKP iktidarı kendini mağdurdan yana göstermek için, engelli yardımı, evde bakım yardımı, gıda yardımı, yaşlılık yardımı, evlilik yardımı, konut yardımı, çocuk yardımı gibi adlarla yapmış olduğu sosyal yardımları medya önünde şova dönüştürerek prim toplamaya çalışmaktadır. Milyonlarca insan, bu yardımlardan faydalanmak için AKP’ye üye olmak zorunda bırakılmıştır. Üye olmayanların işe girmesi, sosyal yardım alması neredeyse imkânsız hale getirilmiştir. Son seçimlerin öncesinde de sosyal yardım almak için çeşitli formlar doldurtulan insanlara, habersizce üyelik formu da doldurtulmuştur. Seçim zamanı yardımlar azaltılarak yardım alan insanlara şu mesaj verilmiştir: “Bana oy vermezsen yardım alamazsın.” Bu şekilde yardım alabilmek için milyonlarca insan AKP’nin seçimlerde oy deposu haline gelmiştir.
Mağdurun yanında olduğunu söyleyen AKP her gün daha büyük mağduriyet yaratmaktadır. Örneğin, engelli kişilerin yakınlarına evde bakım desteği adı altında yapılan ödeme kriterlerinde yapılan değişiklikle bu desteğin alınabilmesi zorlaştırılmıştır. 26 Mayıs 2023 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan evde bakım yardımı yönetmeliğinde yapılan değişikliklerin en önemli kısmını, gelir durumunun tespiti, usul ve esasları oluşturmaktadır. Bu değişiklikle birlikte, yardımdan yararlanacak kişilerin gelir tespitinde hanede ikamet eden tüm bireylerin her türlü gelir toplamı esas alınmaya başlanmıştır. “Hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarının, asgari ücretin aylık net tutarının 2/3’ünden daha az olması” hükmü getirilmiştir. Böylece ailede sigortalı çalışan varsa, evde bakım desteği almak neredeyse imkânsız hale gelmiştir.
Erdoğan asgari ücrete yapılan %34’lük zam da dâhil olmak üzere işçilere, memurlara, emeklilere en yüksek zammı yapmakla övünüyor. Oysa bu zamlar, iğneden ipliğe sürekli yapılan zamlarla enflasyon karşısında eriyip yok oldu. Yine milyonlarca işçi açlığa, yoksulluğa, işsizliğe mahkûm edildi. İktidar, emekçilere “benim ekmeğimi yiyorsanız benim kılıcımı kuşanacaksınız” diyor. Patronlar sınıfının ve onların siyasi temsilcilerinin ardından sürüklenmek istemiyorsak, onların istedikleri gibi “dilenmek” istemiyorsak kendimize şunu sormalıyız: Bizleri sosyal yardımlara muhtaç edenler mi bizi yoksulluktan kurtaracaklar? Bizler işçi sınıfının penceresinden baktığımız oranda sorunlarımızın çözümünü de orada bulabileceğimizi bilmeliyiz. Yeter ki sınıf kimliğiyle, sınıf bilinciyle kuşanıp mücadeleye atılalım.
link: Esenyurt’tan bir MT okuru, “Hizmet” Diye Diye Mağduriyeti Arttırdılar, 14 Ağustos 2023, https://marksist.net/node/8040
Emekçilere Felâket, Sermayeye Rant
Rejime Karşı Mücadelede Sınıf Perspektifi