Havanın son derece soğuk olduğu bölgede milyonlarca insan yıkılma tehlikesinin halen güçlü bir şekilde sürmesi nedeniyle evlerine giremiyor. Yıkımın büyük olduğu Hatay da dâhil olmak üzere enkaz bölgelerine AFAD ekipleri ulaşmamışken, halk son derece sınırlı imkânlarıyla göçük altındakilere ulaşmaya çalışıyor. Yirmi yılını büyük inşaat ve altyapı projeleriyle övünmekle geçiren AKP iktidarının yaptığı otoyollar, havaalanları kullanılamaz hale gelmiş, aralarında hastanelerin ve belediye binalarının da bulunduğu çok sayıda kamu binası ise enkaza dönmüş durumda.
Naci Görür başta olmak üzere deprembilimcilerin son üç yıldır neredeyse noktasal konum ve büyüklük belirterek yaklaşan büyük bir depreme dikkat çekmelerine rağmen faşist iktidar ve belediye yönetimlerinin hiçbir önlem almadıkları, son derece acı biçimde ortaya çıkmıştır. 1999 Gölcük depreminden bu yana yaşanan pek çok büyük depremde görüldüğü gibi felâket resmen göz göre göre gelmiştir. Ardından milyonlarca emekçinin yaşadığı sefalet de öyle!
Bu rejim paralı otoyollar, köprüler ve hatta şehir hastaneleri için tekelci sermayeye her yıl milyarlarca dolar akıtırken, alınması gereken yaşamsal deprem önlemleri için, deprem bölgelerinin altyapısını güçlendirmek, gerekli kentsel dönüşümü sağlamak için kılını kıpırdatmamıştır. Deprem sonrası toplanma alanlarını bile ranta açan, gaddar, yağmacı bir sermaye iktidarıdır karşımızdaki. Daha önce, toplanan deprem vergilerini “duble yollara”, havaalanlarına, sağlığa harcadığını söyleyen iktidarın yaptığı “eserler” görüldüğü gibi depremlerde enkaza dönmekte, en ufak bir yağmurda su altında kalmakta, karda kilitlenmekte, özcesi sapır sapır dökülmektedir. Tıpkı bu çürümüş rejimin kendisi gibi!
Yaşanan depremin yarattığı gerçek yıkım aradan saatler geçmesine rağmen henüz tam olarak ortaya çıkmamıştır. Ama daha önce yaşanan benzer felâketlerden de biliyoruz ki, devlet böylesi bir durumda bile yapması gerekenleri yapmaktan çok, emekçilerin, emek örgütlerinin ve sosyalistlerin yardım girişimlerini boğmakla meşgul olmaktadır. Yardım ekiplerini ve toplanan yardımları bölgeye sokmamak onun en büyük mücadelesi haline gelmektedir. Bu depremde de daha şimdiden benzer bir tutum takınıldığına dair haberler gelmektedir. Milyonlarca insanı enkaz altında ya da bu soğukta aç ve açıkta kalmaya mahkûm edenler, sınıf dayanışmasının önünü kesmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Emekçiler, bu rejimi yarattığı enkazın altında bırakmadıkça, dahası sermaye düzenini tarihe gömmedikçe daha nice benzer acı yaşamaya mahkûmdurlar ne yazık ki. Gün sınıf dayanışmasını yükseltme, deprem bölgesindeki emekçi kardeşlerimizin yardımına koşma ve bu iktidardan hesap sormak için mücadeleyi büyütme günüdür.
link: Marksist Tutum, Yine Deprem, Yine Yıkım: Gün Dayanışma ve Hesap Sorma Günüdür!, 6 Şubat 2023, https://marksist.net/node/7857
Elif Çağlı’yla Marx’ın Kapital’ini Okumak
Milliyetçi Gençlerin Milliyetçilikle İmtihanı!