Savaşların olmadığı bir kapitalist dünya mümkün mü?
Kapitalizm, genelleşmiş ve genişletilmiş meta üretimi demektir. Ve bu sistemin itici güçlerinden en başta geleni kâr hırsı ve onu da güdüleyen rekabettir. Ancak sermayenin giderek büyümesi ve üstelik de merkezileşmesi öyle bir boyuta varır ki, artık sermayenin egemenliği altındaki üretici güçler tek bir ulusun sınırlarına sığmaz olur. Ulusal sınırlar ve ulus-devlet sermayeye giydirilmiş bir deli gömleğine dönüşür. Sermaye ulusal sınırların ötesine taşıp dünya arenasında at koşturmaya başlar. Artık rekabet yalnızca ulusal şirketler arasında ve ulusal pazar üzerinde değil, tüm dünya pazarı üzerinde yürütülür. Ama tıpkı geçmişin ulusal ekonomisi gibi, artık oluşmuş olan dünya pazarı da kapitalist işleyiş yasalarından kurtulamaz.
Bu alanda yürüyen rekabet çok daha keskindir. Ve üstelik artık krizler de ulusal olmaktan çıkıp dünya krizi boyutuna sıçrarlar. Hele tüm dünyada eş zamanlı bir kriz patlak verdiğinde, büyük emperyalist güçler arasındaki güç dengeleri sarsılır. Yeni dengelerin kurulmasının, dünyayı yeniden paylaşmanın vakti geldiğinde bu büyük güçler arasındaki rekabet artık ticari bir rekabetten ibaret kalamaz. Büyük güçler arasındaki rekabet mücadelesi, ticari, siyasi, diplomatik araçlarla bir sonuca bağlanamaz olur. Gerçek güç kapışması, yani askeri rekabet ve dolayısıyla emperyalist savaşlar kaçınılmaz hale gelir. 20. yüzyıl, böylesi iki büyük emperyalist paylaşım savaşına ve nice küçük emperyalist savaşlara tanık oldu. 21. yüzyıl ise tam da bu tanımlanan uluslararası koşulların içine doğdu. Balkanlar, Afrika, Afganistan ve Irak’ta başlayan yeniden paylaşım mücadelesi bugün Ortadoğu’yu tam bir kaosa sürüklüyor. Latin Amerika’da paylaşım kavgasıyla birlikte sınıf kavgası da yükseliyor. Dünya yeni bir emperyalist savaşlar ve devrimler dönemine girmiştir. Bugün yaşananlar, emperyalist dünyada, barışın, ancak iki savaş arasındaki bir ateşkesten ibaret olduğunu söyleyen Marksistleri bir kez daha haklı çıkartmıştır. Kapitalizm sürdüğü sürece barış tam bir hayal olacaktır.
- Hrant Dink’in Katledilişinin 12. Yılı: “Vazgeçmiyoruz Ahparig!”
- Asgari Ücret ve Örgütsüzlüğün Bedeli
- “İmaj” Projeleri Can Almaya Devam Ediyor!
- 25 Kasımda Kadınlar: “Şiddete, Krize, Sömürüye Karşı Sessiz Kalmayacağız!”
- Bulgaristan ve Fransa’da “Hükümet İstifa” Sesleri Yükseliyor
- 10 Ekim Karanfillerini Unutmadık, Unutturmayacağız!
- İnşaat İşçileri Köle Değildir!
- 12 Eylül Darbesi 38. Yıldönümünde Protesto Edildi
- Kayıpların Ardından: “Tükenmedi Umudum, Solmadı Karanfilim!”
- 10 Ekim Davası: Hesap Daha Kapanmadı!
- Türkiye’de Sansürün “Kaldırılışının” 110. Yıldönümü!
- Celalettin Can’ın Silivri Cezaevi Tanıklığı
- 24 Haziran Seçimlerinin Gösterdikleri
- HDP’den Büyük İstanbul Mitingi
- Rejimin Seçim Manifestosu: Bol Hamaset, Boş Vaatler!
- İsrail-ABD Elbirliğiyle Filistin’de Kanlı Katliam
- HDP’nin ve Demirtaş’ın Seçim Bildirgeleri Açıklandı
- 1 Mayıs 2018: Tek Çare Mücadele
- Okurlarımızdan: 1 Mayıs Mücadeleyi Büyütme Günüdür!
- Rejimin Dayatmalarına Karşı Tek Çare Mücadele